menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Suriye’de kadim bir halk: Türkmenler

30 23
03.04.2025

Ağırlık merkezinde Anadolu, Suriye ve Irak’ın kuzey bölgeleri bulunan Ortadoğu neredeyse bütün tarihî süreç boyunca neredeyse her alanda hep yüksek değerli alanlardan birisi (çoğu zaman da birincisi) olmuştur. Küresel düzlemde hegemonya arayışında olan tüm güçler de kuvvetlerini zirveye çıkarmak ve dünya hâkimiyetlerini perçinlemek maksadıyla buraya yönelmişlerdir. Jean Paul Roux’nun klasik eseri Türklerin Tarihi içerisinde “… Kuzey ormanlarından çıkıp geldiler, cesur, dağınık, marifetli ve henüz yolun başındaydılar. Önce bozkıra, sonra Çin içlerine ve sonra da sonu başı belli olmayan bir sel gibi garba doğru yayıldılar…” cümleleri ile tasvir ettiği Türklerin batıya doğru yoğun bir şekilde akışları da muhtemelen bu nedenle olmuştur. Aslına bakılırsa Ortadoğu’nun önemi geçmişte ne ise bugün dahi odur. Dünya hâkimiyeti zirvesinin zirvesine giden yol Türkiye’nin de bir parçasını oluşturduğu bu topraklardan, Ortadoğu’dan geçmektedir.

Ortadoğu’da bugünü anlayabilmek için geçmişi idrak etmek çok önemlidir. Suriye’de hadiselerin nasıl başladığını üç aşağı beş yukarı hepimiz biliyoruz. 2011'de Dera’da barışçıl gösteriler başladı. Bu gösterilerde seçim yapılması, kültürel hakların verilmesi talep ediliyordu. Lakin bu barışçıl gösterileri bastırmak için Beşar Esad Rejimi çok ciddi güç kullandı. Bunun sonucunda da olaylar ülke geneline yayıldı. Esad Rejimi hadiseleri dış destekli terör olarak niteleyip ve kimyasal silahlar da dâhil olmak üzere elindeki tüm imkânları bu talepleri bastırmak için kullandı. Şiddet ülke genelinde hızla arttı. En az 6 milyon Suriyeli ülke içerisinde evlerinden oldu. En az 7 milyon kişi de yurt dışına kaçmak durumunda kaldı. Ülke dışına kaçanların u'ine Türkiye, Lübnan ve Ürdün ev sahipliği yapıyor. Suriye'nin zengin tarihî mirası da bu süreçte büyük ölçüde yağmalandı ve talan edildi. Ülkede UNESCO kültür mirası olarak tanımlanan bütün eserler ağır hasar gördü ve büyük kısmı da yok oldu. Bu eserlerin çoğu da Türk-İslam eserleriydi.

On yıldan uzun süre devam eden bu trajik sürecin sonunda,........

© Türkgün