Dikkat Emmioğlu!
Birden hortlamıştı.
O devirde Sosyal Madde mecraları yoktu.
Radyonun FM dalgası üzerinden hücum ediyorlardı.
Takvim yaprakları 1992 yılını gösteriyordu. Nilüfer’in “şov yapma” şarkısı pop kültürünün neredeyse alamet-i farikası gibiydi.
Batıdan esen bu kültürel sömürü rüzgârı bütün Türkiye’yi ve dahi bütün gençliğimizi etkisi altına almıştı. Çok geçmeden onlarca “popçu şarkıcı türemişti.” Hepsi şovmendi. Müzik eşliğinde raks ediyor, video-kliplerle gösteri yapıyordu.
Özel radyolar ve televizyonlar sömürgen batı tarzı müziği korunmasız ve saf gençliğimize zerk ediyordu.
Saldırıya açık zihinler bu taarruzlarla neredeyse uçurumun kenarına gelmişti.
EMMİOĞLU YETİŞTİ
Neyse ki Merhum Ferdi Tayfur Hızır gibi yetişti. “Emmioğlu” ile korunmasız bünyelerimizi kendine getirmiş, milli bağışıklık sistemimizi bizden bir ses ve bizden bir nefesle kuvvetlendirmişti.
“Durun kalabalıklar burası çıkmaz sokak” haykırışı gibiydi, sözlerini Şemsi Belli’nin(1) yazdığı “Emmioğlu” … Gerçi içinde “kadeh madeh” de geçiyordu ama o kadar da olsundu.
Ferdi Tayfur’un emsali görülmemiş şekilde beğeni kazanan bu şarkısı esasen her şeyiyle bizimdi.
Bestesinde bizden nameler, güftesinde ise aşk vardı, vefa vardı ve yar yolunda ölmek vardı… Meleşen kuzular, yüce dağar, atlar, kanatlı kapılar,........© Türkgün
