Kırsalda bereket, hayvancılığa destek
Ülkemiz tarımı hakkında “tarımsal planlama macerası Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar dayanıyor” diye başlayıp, sonra hayvancılıkla ilgili olarak “2010 yılından bu yana kesintisiz olarak besilik, kasaplık, damızlık hayvan ve kırmızı et ithalatı yapılıyor. Bir yandan da üretimle ilgili destekler, stratejiler, planlar açıklayıp uygulanıyor. Günün sonunda ithalat devam ediyor. Öyle bir noktaya gelindi ki üretimin planlanması için bile ithalat yapılıyor” cümlesiyle devam eden insanlar var, maalesef. Bu cümleler adeta dillerine pelesenk olmuş durumda. Hatta çok sıkışırlarsa bir de “saman ithalatı yapıyoruz” cümlesini temcit pilavı gibi öne sürerler.
Bitkisel Üretim Planlaması; 26.07.2024 tarihinde alınan Kurul Kararı ile 01.09.2024 tarihinde, Hayvansal Üretim Planlaması ve Su Ürünleri Üretim Planlaması; 24 Nisan 2024 tarihinde alınan Kurul Kararı ile kabul edilerek 1 Ocak 2024 tarihinden itibaren resmî olarak uygulamaya konuldu.
Uygulama tarihleri sonrasında T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı; “Türkiye, 2010 yılından bu yana kesintisiz olarak besilik, kasaplık, damızlık hayvan ve kırmızı et ithalatı yapıyor. Günün sonunda ithalat devam ediyor. Öyle bir noktaya gelindi ki üretimin planlanması için bile ithalat yapılıyor” diyen; “sabırsız, ülkemiz tarımından bihaber ve sadece muhalefet yaparak, beslenme ve barınmaya çalışan zihniyetleri değil; çiftçi, üretici, sanayici ve tüketicinin de makus talihini yendi” diyebiliriz.
Ülkemizde hayvancılığın sorunları yok demiyoruz. Sorunları 1931 yılında Milli İktisat ve Tasarruf Cemiyeti’nin düzenlediği “Birinci Ziraat Kongresi” raporlarında da görebilirsiniz. Hayvancığın sorunları; yer, zaman, doğa olayları, iklim değişikliği, iş gücü, bitkisel üretim, teknoloji, pazarlama, sanayi ve bazı değişkenlere bağlı olarak yıllara ve hükümetlere, projelere, önceliklere hatta bakanlara göre sürekli değişebilir niteliktedir. Bazı sorunları çözersiniz sonra farklı alt yapıda sorunlar oluşabilir. Dolaysıyla sorunları takip ve değişim süreci süreklilik arz eder, maalesef. Ama genel olarak bu sorunlar çözülemeyecek sorunlar da değildir!
Düştüğümüz zaman ayağa kalkmayı öğrenme konusunda motivasyonumuzu kaybetmeyelim.
1 yaşa doğru yürümeyi öğrenmeye çalışan bir çocuk düşünün. Yürümeyi öğrenmek için defalarca kere düştüğünü gözlemlemişsinizdir. Aslında her bir düşüş kendi içinde bir başarısızlıktır. Yürüme hedefi o an........
© Türkgün
