'Trump’ın küreselleşmeyi sarsma planı'
28 Şubat 2025’te Beyaz Saray'da basına açık geçen, o gergin Trump - Zelensky toplantısı, özellikle iki liderin atışmaları, jest ve minikleri, uzun süre akıllardan çıkmayacak.
Amerikan halkının vergilerinden oluşan 350 milyar doların siyasi ve askeri hesabını veremeyen, Trump tarafından "Üçüncü Dünya Savaşı kumarı oynamakla"[1] suçlanan bir Zelensky gördük. Öte yandan "Ukrayna'ya askeri yardım karşılığında 500 milyar dolar değerindeki nadir toprak elementleri adı verilen maden çıkarılması hakkı" isteyen bir Trump da gördük. Sonuçta görüşmenin ana konuları -biri Rusya ile savaşın sona erdirilmesiydi ; ikincisi değerli madenlere ilişkin anlaşmanın imzasıydı- taraflar uzlaşmayı başaramadıklarından kaldı.
İki lider arasındaki elektriklenme öyle şiddetli oldu ki Ukrayna heyeti, ABD Ulusal Güvenlik birimi tarafından, Beyaz Saray’dan çıkartıldı. Dünyada canlı yayınlanan tartışmalı görüşmenin hemen ardından, "aralarında Fransa, İngiltere, Polonya, İspanya, İrlanda, İzlanda, Almanya, Litvanya, Moldova ve İsveç'in de bulunduğu çok sayıda Avrupalı lider"[2] Ukrayna’ya tam desteklerini açıkladılar. Sonrasında Beyaz Saray dışında, sosyal ağlar üzerinden, gene dünyanın gözleri önünde süren karşılıklı yazışmalar, ABD Başkanı Donald Trump’ın, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'yi, yeniden Beyaz Saray'a davet edeceği söyleminde devam etmekte.
Yazımın bundan sonrasında üzerinde durmak istediğim konu Trump’ın başta Avrupa ülkeleri olmak üzere dünyayı çivi üstünde tutan ekonomi politikaları. Araştırmalarımda -başta ciddi analiz sitesi legrandcontinent olmak üzere çeşitli yabancı kaynaklar- dan derlediğim bilgileri aşağıda sizlere sunuyorum.
Trump ABD’yi tam bir iş adamı anlayışıyla yönetmeye girişti
Joe Biden’ın ekonomist danışmanı Brian Deese, o zamanının merkezi isimlerindendi. Trump’ınkiyse az tanınan isimlerden ; Stephen Miran. Harvard Üniversitesi'nden ekonomi doktorası bulunan 41 yaşındaki Miran, Trump'ın ilk yönetimi sırasında, Hazine Bakanlığı'nda görev yapmış. Trump'a göre bugün emperyalist projesini gerçekleştirmek için biçilmiş kaftan.
Stephen Miran "Uluslararası ticaret düzenini bozarak, Amerikan kapitalizminin iç çelişkilerini çözmeyi amaçlayan" elli sayfalık bir ekonomik politikalar programı hazırlamış. Beyaz Saray da bu teknik dayanağı adım adım izlemekte.
Stephen Miran'a göre, gümrük tarifeleri, ABD tarafından korunmak isteyenlerin, ödemeleri gereken bir bedel. Miran, bu tarifelerin, diğer ülkelerden taviz koparmak için, pazarlık unsuru olarak kullanılmasını savunuyor. "Aynı zamanda diğer ülkelere, düşük faizli çok uzun vadeli ABD tahvillerine yatırım yaptırarak, kamu açığını finanse etmeleri yönünde" baskı sağlamasını hedefliyor."[3]
Stephen Miran'ın "ithalat vergileri ve dolar manipülasyonunu birleştiren" kuramsal yaklaşımının üç amacı var : "1. Eşi benzeri görülmemiş düzeylere ulaşan devasa Amerikan kamu bütçe açığını kapatacak parayı veya krediyi sağlamak; 2. Amerikan ihracat potansiyelinin teşviki için doların, para standartlarındaki değerinin düşürülmesini gerçekleştirmek; 3. Amerikan borcu üzerindeki faiz oranlarını düşük tutarak, doların, biriktirme amaçlı değil işlem amaçlı kullanılması yoluyla, küresel kısa vadeli anamal kaynağı olma rolünü korumak."[4] Stephen Miran'ın sabit fikri şu: Plaza Anlaşmaları'nı[5] Mar-a-Lago Anlaşmaları'na dönüştürmek.[6] Bu adlara ilişkin ayrıntıları, işaretli dipnotta bulabilirsiniz.
ABD’nin zayıf Aşil Topuğu
İtalya’nın önemli........
© Toplumsal
