menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Barışın kapıları aralanıyor mu?

12 10
10.01.2025

Kürtler, tarihleri boyunca dilini, kimliğini, kültürünü, rengini, inancını yaşayabilmek, yaşam alanlarını talandan, kırımdan koruyabilmek için ölümüne direndi. Bunun için amansız mücadeleler verdi, çok ağır bedeller ödedi. Her birkaç yılda bir köyleri yakıldı, şehirleri bombalandı, ormanları, bağ ve bahçeleri yok edildi, çocukları, kadınları, en güzel kızları, en yiğit oğulları katledildi. Bu durumda, hassasiyetlerden bahsedilecek ise en başta on yıllardan bu yana haksız, hukuksuz saldırılara maruz kalmış, Dersim’de, Zilan’da, Mahabad’da, Halepçe’de olduğu gibi sayısız yerde toplu katliamlara uğramış, illa ki Qaladiz’de napalmla bombalanmış okuldan, hunharca ateşe verilmiş Amûdê sinemasından, çıplak zorla duvarlarına “Türkçe konuş, çok konuş” tabelalarının asıldığı Diyarbakır 5 Nolu Askeri Cezaevi’nden, muktedirlerin emriyle vurulmuş Roboski’nin dağlarından dünyaya yükselmiş çocukların, gençlerin, kadınların çığlıkları eşliğinde var oluş kavgasını verenlerin hassasiyetleri de konuşulmalı. Kürtlerden kaç kişi kendi evinin, bağının, bahçesinin dışında, el memleketinde, bilmem hangi kavmin yurdunda, dahası komşu halklarının mal ve can talanında hayatını verdi, hırsızlık yolunda toprağa düştü ki Kürtlere bu kadar vicdansızca, pespayece terörist, çapulcu, eşkıya, hain yaftası yapıştırılmak isteniyor, artık vazgeçin bu lanet dilinizden, asılsız bühtanlarınızdan, soykırımcı tehdit ve şantajlarınızdan...

Tarihin hiçbir döneminde gözü başkasının malında, canında olmamış Kürtlerin, hak arayışı, ülkelerinde eşit ve özgür birer yurttaş olarak yaşama isteği dışında, kimseyle hiçbir derdi olmamıştır. Bu hakikati, Kürtlerin bu gerçeğini ters yüz göstermenin hiç kimseye faydası olmayacağı açıktır. Artık yeter, onurlu bir barışla, kardeşlik hukukuyla on yıllardan bu yana Kürtlerin yüreğini kemiren sorunlar,........

© Tigris Haber