GELECEĞİNİ MAMUR EDEMEYEN MEMUR OLMAK
Memur kimdir diye arama motoruna yazarsanız önünüze , Devlet ve diğer kamu tüzel kişiliklerince genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetlerini ifa ile görevlendiren kimsedir şeklinde çıkar.
Toplumsal bazda memura bakış, kendi ve ailesinin geleceğini güvenceye almak için devlete sırtını dayayan şeklinde bilinir, hata kimi sosyal gruplar içinde rutin işlerle uğraşan bu emekçi grub için, işini ikinci plana itip "salla başını al maaşını" tayfası olarak görülmektedir.
Mart 2024 itibarıyla kamuda 5.238.424 kişi istihdam edilmiş f,3'ü kadrolu, %7,2'si sözleşmeli personelden oluşuyor.1,3 milyon kamu işçisi ise toplam kamu personeli sayısının $,5'ine tekabül ediyor.
Bu sayı fazla mıdır,değil midir tartışıla dursun (Ki bana sorarsanız hantallaşan bir yapı içinde bu rakamın yarısı bile fazladır.) 2021 verilerine OECD ortalaması yüzde 18,6, Türkiye’de bu oran yüzde 13,4 olarak kaydedilmiştir.Türkiye 36 ülke içinde 31. sırada yer alarak OECD ortalamasının gerisinde olduğu görülebiliyor.
AB ülkelerinde kamu sektörü genellikle küçük bir orana sahiptir.
Türkiye gibi ülkelerde ömrünün yarısından fazlasını kamu hizmetine adayan memurun, iş yükü ağırlığı tartışılsa da, memurun toplum gözünde itibarı gittikçe zayıflamaktadır.
Elbette bunun altında yatan onlarca sebep mevcuttur. Bürokrasi ve yavaşlık,maaş düşüklüğü ve ücret dengesizliği,liyakat,kariyer ilerleme, monotonluk,esneklik eksikliği,sosyal güvenlik,emeklilik sistemi,torpil vs...
Özel sektörün çalışma alanının daraltılmış olması, ekonomik çıkmaz, kamu hizmetlerinin özelleştirilmesi konusunda atılan yanlış adımlar, bireylerin devlet kurumlarında çalışma isteği ,hizmet etme aşkından ziyade kendini güvenceye alma refleksi kaynaklıdır.Aidiyetlik duygusu ile bağlanmamış, kimi çalışanda; savsaklama,rehavet, suistimal, mental yorgunluk, bulunduğu konumu kişisel menfaati için kötüye kullanma durumunu da meydana getirmektir.
Kamu ile aidiyet duygusu yitirenler öyle bir hâle evrildi ki,kamuda çok çalışmak enayilik şeklinde lanse edilip 'Aman sen mi kurtaracaksın bak keyfine" şeklinde telkinlere bile yol açar hale geldi.
Özelikle liyakatsizlik ve torpil kamu hizmetinin verimliliğini düşürdüğü gibi görünmez bir kast sisteminin oluşmasına da sebebiyet veriyor, bunun en bariz örneği,mesai saatleri dışında da amir memur ilişkisinin devam etmesidir.Akademik ile idari kadroların ortak kullanım alanlarında bu görünmez kast sistemi ile karşılaşmak ta mümkündür.
Memur sendikalarının sesinin cılız kalması, genel itibari ile hak arayışları önceliğinde dinî inanç, siyasal düşünce, üye kazanımı temelli olunca, kurumlarda moral motivasyonunun düşüşüne........
© Tigris Haber
