menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

GAZZE İÇİN AĞLADIK, Paylaştık, Kutladık… Peki, Ya Sonrası?

15 3
09.04.2025

Sosyal Medya Aktivizmi ve Eylemsizliğin İronisi Üzerine

Büyük bir coşkuyla hazırladığımız pankartları, Filistinli çocukların cansız bedenlerinin fotoğraflarıyla süsledik. En kalın harflerle "Kahrolsun İsrail" yazdık. Mikrofonu alan herkes, en yüksek sesiyle Siyonizm’e lanet okudu. Dualar edildi, gözyaşları aktı, sosyal medyada "görkemli" bir paylaşım seli oluştu. Herkes birbirini tebrik etti: "Ne güzel organize olduk! İsrail şimdi korksun!"

Peki, gerçekten öyle mi?

1. Gösterişin Politikası: Sosyal Medyada ‘İyi Hissettiren’ Aktivizm

Sokaklar, "Gazze’ye özgürlük" sloganlarıyla çınlarken, aslında çoğumuz için bu eylemler bir tür "vicdan rahatlatma ritüeli" haline geldi. Pankartların üzerindeki çocuk fotoğrafları, acının estetize edilmiş birer metaforu oldu. Sosyal medyada paylaşılan videolar, "bakın ne kadar duyarlıyız" mesajı verirken, algoritmaların bize sunduğu "beğeni" tuzağına düştük.

Burada sorulması gereken soru şu: Kaç kişi, o pankarttaki çocuğun adını biliyor? Kaç kişi, Gazze’deki hastanelerin ilaç ihtiyacını araştırdı? Kaç kişi, Filistinli mültecilerin Avrupa sınırlarında nasıl geri itildiğini takip ediyor?

Slogan atmak kolay. Zor olan, acıyı bir "trend" olmaktan çıkarıp somut bir dayanışmaya dönüştürmek.

2. "Dua Edip Ağlamak" Yetmiyor: İsrail’in Hesap Vereceği Mekanizmaları Zorluyor muyuz?

Dualar elbette kutsal. Ağlamak insani. Ancak İsrail’in işlediği savaş suçlarını uluslararası mahkemelere taşımak için hukuki mücadele yürütenlerin sayısı neden........

© Tigris Haber