menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

ADALETİN SESSİZ ÇIĞLIĞI VE TOPLUMSAL YOZLAŞMA

5 4
21.03.2025

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (SAV), “Kızım Fatıma da olsa, cezası neyse verilmelidir.” sözü, yüzyıllardır adaletin tarafsızlığını simgeleyen bir manifesto niteliğinde. Bu söz, hukukun üstünlüğüne ve insan onuruna duyulan saygının evrensel bir ifadesidir. Ancak bugün Türkiye’de bu söz, ne yazık ki bir ‘ideal’ ile ‘gerçeklik’ arasındaki uçurumu gözler önüne seriyor. Suçluların cezasız kaldığı, güçlünün korunduğu, yoksulun ise hücreye mahkûm edildiği bir sistemde, Fatıma’nın adaleti nerede? Bu yazı, cezasızlık kültürünün toplumu nasıl kemirdiğini ve çözüm yollarını masaya yatırıyor.

Hz. Muhammed’in Mirası: İslam’ın ilk yıllarında, Kureyş kabilesinden soylu bir kadının hırsızlık yapması üzerine Peygamber’in (SAV) cezada ısrar etmesi, “kanun önünde eşitlik” ilkesinin somutlaşmış hâlidir. “Fatıma” vurgusu, adaletin en yakınları bile kayırmadan işlemesi gerektiğini hatırlatıyor.

Türkiye’ninÇıkmazı: “Fatıma”Adalet Bulabiliyor mu?

Güçlünün DokunulmazlığıAlgısı ciddi bir toplumsal kırılmaya yol açıyor. Peki, toplumda bu güçlüler kimler mi?Banka hesaplarına el konulan eski bir bakanın, 2000’li yıllarda yurtdışına kaçışı ve uluslararası ortaklıklarla korunması. İhalelere fesat karıştıran şirketlerin kamu kaynaklarıyla ödüllendirilmesi. Yolsuzluk soruşturmalarında ismi geçen bazı isimlerin zamanaşımı veya dosya gizleme yoluyla kurtulması. Trafik cezası ödemeyen üst düzey bürokratların “kayırıldığı” algısı. Vesaire, vesaire

Toplumsal Yozlaşma: Cezasızlığın Zincirleme Etkileri

Güven Kaybı ve Linç KültürüAdalete inancını yitiren........

© Tigris Haber