Trump’ın Önce Baskı ve Sonra Müzakere Stratejisi
ABD Başkanı Donald Trump, göreve geldiği ilk günden itibaren "önce baskı ve tehdit, sonra da müzakere" stratejisini benimseyerek dünya siyasetine yön vermeye çalışıyor. Tıpkı geçmiş başkanlık döneminde olduğu gibi…
Trump'ın dış politikada bu yöntemi izlemesi, hedef aldığı ülkeler için ekonomik ve diplomatik baskıların artması anlamına geliyor. Bu strateji en çok Kolombiya, Meksika, Panama, Grönland, Kanada, Mısır, Ürdün, Suudi Arabistan ve son olarak ta Avrupa ülkelerinde hissedildi.
Trump, önce ekonomik baskı ile başlayan, ardından tehditkâr söylemlerle devam eden bir diplomasi modeli izlemeyi benimsemiş görünüyor. Meksika, ABD'nin göç politikalarına uymadığı için gümrük vergileriyle tehdit edilmiş, Kanada ise yeni ticaret anlaşmalarıyla büyük baskı altına alındı. Her ne kadar bu iki ülkeye de birer aylık süre verse de Trump, her iki ülkenin yönetiminden gelen “baskıyı derinden hissediyoruz” açıklaması olayın ciddiyetini göstermeye yetiyor.
ABD Başkanı Donald Trump, Kanada'nın ülkenin 51. eyaleti olmasının "çok daha iyi" olacağını söyledi. Bunun yanı sıra Grönland'ı ABD topraklarına katma düşüncesi, Danimarka tarafından ciddiye alınmasa da bu açıklamalar Trump'ın baskı stratejisinin bir parçasıydı. Bu iki ülkenin dünyanın en zengin yeraltı kaynaklarına sahip olması ekonomik olarak sıkışan ABD’yi ciddi anlamda rahatlatacaktır.
Bu tehdit söylemleri bu iki ülke........
© Tigris Haber
