menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Meclis Komisyonu, yeni anayasa ve baro başkanının çağrısı

17 1
yesterday

Sıkıntı devam ediyor.

Kürtler konuşmuyor, sadece izliyor.

Türkler de konuşmuyor; onlar da izliyor.

Televizyon kanalları adeta elmanın iki yarısı gibi ikiye bölünmüş durumda: Bir yanda biat eden, yukarıdan gelen emirleri uygulayan, algı yaratmaya çalışan muhafazakâr kesimin kanalları; diğer yanda ise dönüp dönüp aynı şeyleri tekrar eden Kemalist ve ulusalcı kesimin kanalları;

İnsanları esir almışlar.

İki taraf da taraflı şekilde kendi “gerçeklerini” anlatıyor.

Peki, doğru nerede?

Doğru ortada yok!

Doğru: Firoçû, Wendabû! (Uçtu gitti, kayboldu!)

Peki, doğruya varmak için ne yapmalı?

İşi ciddiye almak ve işe yeni bir anayasa ile başlamak gerekiyor.

Cumhuriyet tarihi boyunca sivil ve demokratik bir anayasa yapmadığımız, yapamadığımız ortada.

Kemalizm, aklımızı, ruhumuzu, bedenimizi esir almış durumda. Türk-İslam ideolojik bağnazlığında çırpınıp duruyoruz.

Şu anda yürürlükte olan 1924 Anayasası, kurucu meclisin yaptığı 1921 Anayasası’nın yerine getirilmiştir. Şöyle ki:

1921 Anayasası, Mustafa Kemal tarafından Birinci Meclis feshedilerek ortadan kaldırıldı. Yerine; Türkçü, ırkçı, tekçi, inkârcı ve asimilasyoncu özellikler taşıyan ve hâlâ yürürlükte olan 1924 Anayasası getirildi. Zaman içinde bu anayasada birçok değişiklik yapıldı; ancak anayasanın Kürtlere ve Alevilere yönelik olumsuz özü hiçbir zaman değişmedi.

Daha önce anayasa ile ilgili yazılarımda, anayasanın ilk dört maddesi hakkındaki düşüncelerimi siz değerli okuyucularla paylaşmıştım. Şimdi ise geniş tartışmalara neden olan ve birbiriyle çelişen anayasanın 10. ve 66. maddelerine bakalım derim:

MADDE 10:

Herkes; dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.

Bu maddede herhangi bir sıkıntı yok. Olumlu bir madde.

Şunu diyebilirsiniz:

“Tamam hocam, ama günlük hayatta bu böyle mi? Gerçekten ırk, cinsiyet, dil, din/inanç, siyaset ayrımı gözetilmiyor mu?”

Bu ayrı bir tartışma konusudur. Uygulamaya yöneliktir. Şimdilik bu konuya girmeyelim. Uygulayıcıların........

© Tigris Haber