Lozan ve ötesine!
Doğan Göçmen
Adı konmamış ikinci barış görüşmelerinde Lozan Antlaşması merkezi bir önem kazanmıştır. O zamanın Türkçesi ile “Lozan Sulh Muâhedenâmesi” olarak adlandırılan Antlaşma, 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanmıştır. Antlaşma, o zamana kadar geçerli olan ve pratik olarak Türkiye’nin bir ülke olarak yok edilmesi, Türklerin de bir halk olarak tarihe karışması anlamına gelen “Sevr Antlaşması” (Le Traité de Sèvres) yerine geçmiştir.
Yeni Türkiye’nin Temsilcileri Talepleri
Gazeteci olmasının yanında aynı zamanda çok iyi bir siyaset tarihçisi olan Merdan Yanardağ, Lozan ile ilgili bir açıklamasında görüşmelerde İsmet İnönü’nün kendisini Kürtlerin ve Türklerin temsilcisi olarak kavradığını ve delegasyonda Kürt temsilcilerinin de bulunduğunu belirtiyor.
Yanardağ, görüşmelerde emperyalist ülkelerin temsilcilerinin Kürtlerin varlığını kabul etmediklerini belirtiyor. Bunun akabinde Kürtlerin bir halk olarak birarada yaşaması da mümkün olmamıştır. Lozan bu bakımdan aslında “Yeni Türkiye”nin temsilcilerinin de taleplerini tam karşılamamıştır.
Lozan Antlaşmasının Çözemediği Problem ve Kalıcı Barış
Öyleyse Lozan’da emperyalist ülkelerin engellemesi nedeniyle Kürt problemi çözülememiştir. Bu problem emperyalist ülkeler tarafından arzulanan bir durumdur. Bu problem huzur bulmasınlar diye hem Türkiye’nin içine ve hem de Ortadoğu halklarının ilişkilerine hep birbirleriyle savaşsınlar diye bir patlayıcı olarak yerleştirilmiştir.
Bu bakımdan bugün barış sürecinin sonunda elde edilmek istenen eğer barışçıl, eşitlikçi ve özgür bir yeniden kuruluş ise, Lozan’ın tartışılması son derece doğaldır. Zira emperyalist güçlerin engellemesi sonucu Lozan’ın çözemediği bir problem yeniden masaya yatırılıyor. Bu son derce normaldir. Burada kanımca tek kutsal olan barıştır. Kalıcı barışın sağlanması için cesur adımların atılması kaçınılmaz bir gerekliliktir. Fakat problem, son günlerde kamuoyunda yapılan tartışmaların da gösterdiği gibi sadece bundan ibaret değildir.
Can Alıcı İki Argüman
Türkiye kamuoyunda Lozan tartışılmaz ilan edilirken ileri........
© Tele1
