menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Neo-faşist küreselleşme

34 6
08.04.2025

1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla kendisine açılan alanda yeryüzünün her tarafına amansız bir iştahla yayılarak küreselleşen neoliberalizmin Francis Fukuyama tarafından “tarihin sonu” olarak taltif edildiği hatırlardadır. Aradan 35 yılı aşkın zaman geçti ve bugün Fukuyama’nın son bulduğunu, “Tarih”in ise yoluna devam ettiğini söylemek daha doğru olur!.. Fakat elbette bu, küreselleşmenin son bulduğu anlamına gelmiyor. O yoluna devam ediyor, çünkü onu kaçınılmazlaştıran bir teknolojik örüntü (“WWW”) ve bu örüntü doğrultusunda bir ekonomik işleyiş, hatta tahakküm, yani “teknopoli”, günümüz insan dünyasının başat gerçekliği…
Bununla birlikte, Fukuyama’nın adeta bir “metafizik ilke” gibi yücelttiği liberal demokrasinin alabildiğine gerilediği;
Ülkelerin kendi pazarlarını serbest ticarete açma yolunda gümrük duvarlarını alçalttıkları eski-güzel günlerin gerilerde kaldığı;
Çokuluslu şirketlerin yine o eski-güzel günlerde karşısında pervasızlaştığı ulus-devletlerin koynuna, adeta nedamet getirircesine geri döndükleri;
Bağlantılı olarak, en son Trump’ın ticaret savaşları startını vermesiyle iyice belirginleştiği üzere gümrük duvarlarının alabildiğine yükseltildiği;
Nihayet, Berlin’de yıkılan duvarın Meksika sınırında (yine Trump marifetiyle) yükseltilmeye çalışıldığı bir dünya hali söz konusu…
Bunların hepsi, küreselleşmenin o neoliberal coşkusundan eser kalmadığını düşünmeye el veriyor. Aynı doğrultuda, neoliberal ekonomi-politik işleyişin yeryüzüne ölümü indirircesine yol açtığı ekolojik yıkım ve ondan kaynaklanan demografik, siyasal, askeri kriz ve çatışmalar, küresel kapitalizmi bir kırılma ya da mutasyonla yeni bir yöne evriltmiş görünüyor.
Bunu “neo-faşist küreselleşme” olarak niteleme ve tanımlamayı öneriyorum.
***
Antropolog Nancy Lindisfarne ve Jonathan Neale yakınlarda kaleme aldıkları bir yazıda Trump ve Putin’in “aynı yolun yolcusu” olduğunu vurgularken yukarıda kaydettiğim neo-faşist küreselleşmeye işaret edercesine şöyle bir değerlendirme yapmaktalar:
“Trump ve Putin, birbiriyle müzakere içinde olan iki karşı taraf değiller. Onlar aynı taraftalar. Her ikisi de aşırı sağcı ırkçıların küresel ittifakının en önemli liderleri. Bu, Hindistan’da Modi, İsrail’de Netanyahu, Almanya’da AfD, Fransa’da Le Pen, İngiltere’de Farage, Arjantin’de Milei ve diğer pek çok ülkede........

© Tele1