Türk-İslâm sentezi ve güvenlikçi politikalar mı?
Email: [email protected]
Twitter: @demetce
Dünyadaki göçmen krizine değindiğim son iki yazımda Türkiye’yi es geçtiğimi düşünenler olmuş. İlk yazımda linklerini paylaştığım üç parçadan oluşan Göç ve Yıkım yazılarımda Türkiye’ye de yer vermiştim. Tekrara düşmemek için Türkiye özelinde konuyu ele almadım. Ancak bu yazıda Türkiye’deki bazı ezber kalıpları işlerken göç konusuna da zorunlu olarak değineceğim.
İki turlu 2023 cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimler bitti ve hemen ertesi gün sonraki seçimleri konuşmaya başladık. Sonraki seçimler derken Erdoğan’ın yeniden cumhurbaşkanı seçilip seçilemeyeceğini…
Zaten genel olarak halk sandık yorgunu ve muhalifler umutsuzken; ülkenin ekonomiden dış siyasete, güvenlikten göçmenlere trilyon tane sorunu varken nasıl oluyor da bir kişinin üstelik Anayasa buna izin vermediği halde yeniden seçilmesi konuşulacak ilk konu oluyor. Nasıl? Nasıl?
Türkiye’de şu anda siyasi bir ideoloji olduğunu düşünmüyorum. Tek ideoloji Erdoğan’ı iktidarda tutmak… O kadar. Gerisi teferruat…
Anayasa Mahkemesi kararları uygulanmazken, uluslararası mafya ülkede cirit atarken, basın ve ifade özgürlüğü yerlerde sürünürken, ekonomi felaketin eşiğindeyken hangi ideoloji?
Sık sık entelijansiyamız ‘Türk-İslam sentezi’, ‘güvenlikçi politikalar’, ‘aşırı sağ’, ‘ırkçılık’, ‘göçmen karşıtlığı’ deyip duruyor.
Eğitimden ve sağlıktan, ‘geçici sığınmacı’ statüsünde olanlar ücretsiz faydalanırken, bu politikanın neresi Türk milletini öncelikliyor?
Ülke göçmen cennetine dönüştürülürken, bu politikanın neresi Türk milletini öncelikliyor?
Halk düzenli olarak yoksullaştırılırken, bu........
© Tele1
visit website