KIRŞEHİR GEZİ NOTLARI:1
KIRŞEHİR GEZİ NOTLARI.1
TÜRKÇENİN SES BAYRAĞI ÂŞIK PAŞA, AHİ EVRAN VE NEŞET ERTAŞ DİYARI; UNESCO MÜZİK ŞEHRİ KIRŞEHİR
Süleyman Sami İLKER
(20-22 Kasım 2025)
Kırşehirli arkadaşlarım oldu, adını hep duyardım ama nasıl bir yerdir, hayalimde bir şey bir şehir oluşmazdı. Kırşehir’i ilk kez 2018’de eşimin bir tebliğ ile katıldığı Yunus Emre konulu bilgi şöleni (sempozyum) vesilesiyle görmüştüm. O zamandan zihnimde bazı kayıtlar var ama not tutmamıştım. Bu sefer biraz daha pekişsin, notlar alayım niyetiyle Anadolu’da Türk Yazı Dilinin Öncüleri ve Âşık Paşa konulu bir bilgi şöleni için 19 Kasım günü İzmir üzerinden uçakla Ankara’ya uçuyoruz. Havalimanında -aynı uçakta gelmişiz- MCBÜ’den arkadaşım Cildiyeci Dr. Tuhan Şahin hocayla karşılaştık. Bizim Kırşehir’e gideceğimizi öğrenince, benim memleketimdir orası, selam söyleyin dedi. Havalimanında biraz beklemeden sonra Kırşehir Ahi Evran Üniversitesinin tahsis ettiği bir araç ile 10 kadar olan diğer misafirlerle birlikte yoldayız. Esenboğa Havalimanı çıkışından sonra Pursaklar bölgesindeki TOKİ’lerden sola dönüp Ankara Kırıkkale üzerinden üç saatlik bir yolculuktan sonra Kırşehir’deyiz. Yollar geniş ve düzgün. Bir yerde yapım faaliyetleri dışında aksama yok. Yaklaşık 230 km. Şehrin güney tarafındaki kaplıcalar bölgesinde yer alanlar otellerden biri olan Grand Terme Otelinde kalacağız. Burası da bir kaplıca oteli. Yedi yıl önce de aynı otelde kalmıştık. Üniversite yerleşkesi de buraya yakın. Otelimiz temiz ve iyi. Otelde bizim dışımızda kalabalık bir emekli grubu daha var. Kaplıca hizmetlerinden de faydalanıyorlar. Terme adı dikkatimizi çekiyor. Samsun'da bir ilçenin adı da Terme’dir. Bu semtten şehir merkezine giden ana caddenin adı da “terme”; Terme caddesi. İlk çağrışım, sıcak su anlamına gelen “termal” kelimesi oluyor. Kaynaklara baktığımızda Kırşehir’deki “Terme” adının büyük ihtimalle kökeni: “Therma / termal”, sıcak su, ılık su; termal bölge anlamından türeyen eski bir yer adıdır, diyor.
KIRŞEHİR DEYİNCE…
Bu son gelişimden önce kendimi sorguluyorum; Kırşehir deyince aklıma neler geliyor diye. Tabii ki ilk önce Ahi Evran, Neşet Ertaş geliyor. Şimdi ise, erbabının bildiği ama benim zihnimde pek yer etmemiş Cacabey, Âşık Paşa, Erol Güngör gibi zirve isimlere farkındalığım oluşuyor. Ayrıca Kırşehir'in bir kaplıcalar beldesi olduğu bilgisi de artık aklımda. Dahası, birçok tarihi eser de görüntü olarak zihnimde hâkim bir yer ediniyor ve bilgiye dönüşüyor. Ama gördüm ki Kırşehirliler ve yönetimde görev yapanlar birçok değerine sahip çıkmış. Mesela ertesi gün bir bölümü Kırşehir El Yazmaları kütüphanesine dönüştürülen, açılışı yapılacak Ahi Evran Müzesini, Kırşehir Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği ile Türkiye Esnaf Sanatkârlar Konfederasyonu tarafından yaptırılmış. Şimdi Kültür ve Turizm Bakanlığına devredilmiş durumda. Bugün burayı gezmek için saat çok geç. Yarın inşallah diyoruz.
DAHA İYİ TANITIM LAZIM
Bütün bu güzel ve zengin eser ve mirasa karşılık, Kırşehir’in Türkiye çapında tanıtım, gezi şirketleri ile iletişimi yeterli değil gibi. Mesela belediye bünyesinde kazıbilim, sanat tarihi veya tarih mezunu, işi sadece bu olan rehberlere ihtiyaç var. Neşet Ertaş Kültür Merkezinde görevli bir çalışana “Grup olarak gelsek belediye bize rehber verebilir mi” soruma, bilmiyorum, sorayım diyor. Bir yere telefon ediyor yanımda. Belediye başkanının şoförü ile görüşmüş. Gezi için araç bulabileceğini, kendisinin de buna uygun minibüsü olduğunu söylemiş. Ben aracı kendim zaten bulurum; önemli olan bilgili, işini seven rehber soruyorum, sözüm ile konu kapanıyor. Demek ki böyle bir faaliyet yok. Hazır olsalar ne fırsatlar gelir önlerine. Ama yine de grup halinde geleceklerin Kırşehir İl Kültür Müdürlüğü ile Kırşehir Belediye Kültür Müdürlüklerini arayıp talepte bulunmaları halinde, farkındalıklarının artması beklenir. Bunun bir örneğini bu yıl grup halinde Akşehir (Konya) gezisine katılan bir büyüğüm anlattı. Nasrettin Hocanın kabri ziyaret edilirken yakındaki bir binadan çıkıp gelen kazıbilimci (arkeolog) bey, “Ben belediyenin resmi rehberiyim. Hiçbir ücret talep etmeden, arzu ederseniz sizi gezdirebilirim” deyip ekibi gün boyu gezdiriyor. Grubun kendi arasında topladığı bahşişi bile kabul etmiyor. Bu benim görevim diyor. Ne güzel.
AÇILIŞ TÖRENİ (20 Kasım 2025, Perşembe)
Türkçenin Anadolu'da Yazı Dili Oluşu ve Âşık Paşa bilgi şöleninin açılışı 20 Kasım Perşembe 10.00’da. Bilgi şöleni Türk Dil Kurumu (TDK), Kırşehir Valiliği ve Kırşehir Ahi Evran Üniversitesinin ortaklığında yapılıyor. Bilgi şöleninin eş başkanı Prof. Dr. Nadir İlhan bey Aşık Paşa’nın, Cacabey’in, Yunus Emre'nin, Gülşehri[1]’nin, Ahi Evran’ın, Süleyman Türkmani’nin, Şeyh Edebali’nin şehrine hoş geldiniz diyerek söze başladı. Anadolu’da Türk Yazı Dilinin öncülerinin başında Kırşehirli Âşık Paşa’yı gösteriyor. Arkasından Rektör Prof. Dr. Mustafa Kasım Karahocagil Bey konuştular. Rektör bey toplantılara katılarak Türkçe konusuna ilgisini ve desteğini gösterdiler. Konuşmacılar mutlaka Âşık Paşa’nın aşağıdaki mısra veya sözlerinden bir veya birkaçını misal olarak verdiler. Kırşehir'in eski adı Gülşehri’dir dedi. Doğru mu diye baktım. Anadolu Selçukluları döneminde bir süre bu adın kullanıldığına dair bilgiler vardır diyor kaynağım. Âşık Paşa, Arapça ve Farsçanın edebi dil olarak yaygın kullanıldığı ve Türkçe yazmanın küçümsendiği bir devirde Türkçeyi savunmuş. Zaman zaman günümüzde de aykırı nadir sesler çıksa da Türkçe artık sarsılmaz bir şekilde güçlüdür. Sadece bu dilin zenginliğini bilecek, zevk alacak, doğru ve zengin kullanacak nesillerin yetişmesi konusunda eksiklerimizi fark edip, telafi etmek meselesi kalıyor. Özellikle Garibnâme adlı eserinde Türkçe kullanımını açıkça gerekçelendirmiş Aşık Paşa. Garibnâme mukaddimesinde[2] bakın ne diyor;
“Türk diline kimse bakmaz idi,
Türklere hergiz[3] gönül akmaz idi. (Türklere asla gönül, değer verilmezdi)
Türk dahi bilmez idi bu dilleri,
İnce yolu ol ulu menzilleri.”
Âşık Paşa burada Anadolu'daki aydın kesimin Türkçeye ve Türklere yeterince önem vermediğini söylemektedir. Bu nedenle eserini Türkçe yazdığını belirtir.........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein
John Nosta
Joshua Schultheis
Rachel Marsden