menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Görsel, okutsal, dinlesel

9 1
16.03.2025

Ramazanın güzel taraflarından biri de iftar sohbetleri. Hem ramazan hem pazar. Siyasetin edepsizliklerinden, harp ve darpten bıkmışsınızdır diye bunu bir sohbet yazısı yapayım dedim.

İnternet çağının getirdiklerinden biri de saf sözün yokluğudur. Şunu demek istiyorum: İster haber olsun ister yorum, ister Web sayfası ister televizyon, metnin veya konuşmanın yanına veya üstüne bir “görsel” yerleştiriliyor. “Görsel” de bu yeni kültürün getirdiği bir kelime; yeni bir kavram. Sel’leri, sal’ları sevmem; Türkçe olmadıkları için. (Tamam, tamam “kumsal” ile “uysal” kardeşler var ama onlar da yanlış örnek.) Görsel her şey olabilir. Çizim, resim, video… Bana kalsaydı “görmelik” derdim. Hani tadımlık, yemelik çekiminden. Bu görmelikler, hele televizyon haberlerinde bazen saçmalık sınırını zorluyor bazen de aşıyor. Hani her ekonomi haberine, emekli maaşlarıya/ ikramiyeleriyle ilgili her habere para sayan bir el veya makine koyuyorlar ya. Her söylenene, her yazılana uygun bir görmelik bulmak kolay iş değil, bazen de imkânsız. Vitrinine saat koyan sünnetçiyi hatırlayın!

Haberlerle karşılaşıyoruz. Haberler bize çarpıyor. Hani haberi veren değil de gizleyen başlıklar atılmış haberler. “Bu da mı olacaktı!”, “Herkes onu konuşuyor!” gibi. Son zamanlarda haberi gizleyen başlıklar gibi haberi gizleyen resimler de çıktı. Hangi görmelik zorunluğu var ya. Görmelik “Bu da mı olacaktı!”daki “bu”yu açık edebilir. Okuyucu haberin neye ait olduğunu anlamasın diye görmeliği de buzluyorlar.

Haberi gizleyen başlıklara, görsellere, “tıklama yemi“ deniyor. Tıklama tuzağı. Gazetecilikte başlık ve ilk cümle haberin özetidir. Öyle öğretilirdi. Sonraki cümleler........

© tarihistan.org