USTA VE ÜSTAD
USTA VE ÜSTAD
İsmail ZORBA
Milas’ın baharı da ayrı bir güzel. Tabiat uyanışta, bütün güzellikleri önümüze sermekte. Baharın demi ruhumuzu okşuyor. Tarlalar yemyeşil, papatyadan gelinciklere muhteşem bir tabloyu oluşturan renkler ahenkli bir sunum yaşatıyorlar. Havada öylesine tatlı bir serinlik var ki mutluluğun resmini ruhunuzda kaydedebilirsiniz.
Nereye gidiyoruz? Çocukluğumdan beri aklımın bir yerine nakşedilmiş sırlı bir yer. Bütün düğünlerde, sünnetlerde, göçe duran yörük şenliklerinde kulağımdan bütün ruhuma işleyen davul ve zurnanın birlikteliğinden gelen muhteşem bir senfoninin yansımaları. Hele zurnanın sesi belki de zaman zaman kulağımı tıkadığım o güçlü sesin kadim tarihlerden bugüne insanlığın uyanışının bir seslenişidir belki.
Davul ve zurna denince şehrimin çok önemli bir yerinde hayat bulan bir merkez. Burası müziğin, ahengin, ritmin hayat bulduğu bir yer: Milas- Dibekdere. Dibekdere başlı başına bir akademi merkezi. Abartısız söylüyorum orada doğan çocuklar dünyaya geldikleri andan itibaren müziğin bütün genlerine yansıttığı müzikle besleniyorlar. Hayat iradesini müzik belirliyor. Hayata bakışları, duruşları, ahlakları, karakterleri müziğin iradesinde tamamlıyorlar. Müziğin dokunduğu hayat burada kendi içinde koruma kalkanlarını yerleştirmiş.
Dibekdere, Milas Söke yolu üzerinde, Bafa gölüne yakın. Hemen ulaşıyoruz. Dibekdere gönlümüze bu kadar nakşolmuşken Muğla’dan da bu kadar yakınmış mıyız, diyorum kendi kendime. Hafta sonu geldiğimiz için şu an her yer sakin. Bizi misafir eden öğretmenlerimiz burasını bir de hafta içi görün, diyorlar. Sabahtan akşama en küçüğünden en büyüğüne burada davul, zurna, klarnet bir festival havasında gider. Burada hayat her an baharı yaşatıyor demek, cıvıl cıvıl.
Dibekdere insanlarının yüzü maskesiz yüzler. Öylesine güzel........
© tarihistan.org
