SORULAR, SORUNLAR VE CEVAP ARAYIŞLARI
SORULAR, SORUNLAR VE CEVAP ARAYIŞLARI
İsmail ZORBA
Her okuduğum kitap birkaç cümle ile iz bırakır bende. O cümleler okuduğum kitabın kodlarıdır. O cümleler üzerinden yaşamıma, belleğime, düşüncelerime karışır giderler. Kendilerine muhakkak bir yer edinirler. Belki de işgal ederler, alan genişletirler.
"Evladım, aklında neden bu kadar soru var biliyor musun? Çünkü kendini tanımıyorsun. İnsan, kendini tanıyamazsa gideceği yeri de bilemez. Ve gideceği yeri bilemezse de yorulur. " Fatih Baha Aydın (Bîhaber’den..)
Bu tamamen muhakememe bağlı bir durumdur. Eğer işgal altına girdiğimi hissedersem duygusal tepkilerim konuya aşırı tepkiler vermeye başladığımda belli olur. Yana doğru yalpaladığımı hissederim. Aynı alkol muayenesine giren sürücülere güvenlik görevlilerin düz bir zemin üzerinde yürütme taramaları gibi.
Alkollü olan o düz çizgi üzerinde doğrudan yürüyemez, bir yerde çizgiden sapar yalpalamaya başlar. Duygusal etki de tepki göstermeye başladığında muhakememiz işgal altına girmeye başlamıştır. Bunu fark etmek kişinin eleştirel muhakemede benliğinin uyanışlarına bağlıdır. Doğru çizgiden çıktığını hisseden şuurlu insan gerekeni her zaman yapar. Kendine çekidüzen verir.
Köşeye kıstırıldığını hissettiği an, mekândan, zamandan sıyrılır. Kendine geniş zamanlı, rahatlıkla nefes alabileceği alanlar bulur. Çünkü bu kişi nereye gideceğini, nerelerden geçeceğini çok iyi bilir. Bu insan yorulmaz, yolunu sabrede sabrede devşirir. Karınca adımında gitse de yolunu bilir ve bulur. Günümüz gençliğinin en büyük handikabı da yolunu bilmemek ve bulamamak.
Durum böyle olduğunda kararlılık ile kararsızlık........
© tarihistan.org
