Merkez Efendi
Doğum yeri, Germiyan ili Denizli sancağına bağlı Sarımahmutlu köyüdür(1465). Kuvvetli bir hafızaya sahip olan Musa Efendi, dini ilimleri tahsil eder, o devirdeki birçok âlim gibi medrese tahsiliyle yetinmez, noksanlık hisseder ve tasavvufa meyleder.
Halveti mürşidi Karamani Efendiye gider, o kendisine Muslihiddin lakabını verir ve İstanbul’a inzivaya- riyazete çekilir. İsmini çok duyduğu, zamanın manevi büyük zatlarından Sümbül Sinan’dan «devrân ederler ve -vâhdet-i vücüd söyleşürler» diye uzak durur. Bir gece rüyasında, “kapılarına birisinin geldiğini ve içeri girmeye çalıştığını; hanımına kapıyı zorlayanın kim olduğunu sorup ‘Sümbül Efendi’dir’ cevabını alınca ‘aman, kapımızı sıkıca kapatalım da içeri girmesin’ dediğini; kapının arkasına eşya yığıp üzerine oturduklarını, fakat Sümbül Efendi’nin kapıyı açıp içeri girdiğini ve eşya ile birlikte yere yuvarlandıklarını” görür. Yuvarlanmanın tesiriyle uyanan Merkez Efendi, sonrasında O’nun huzuruna gider. Sümbül Sinan, neydi o akşamki telaşınız, beni içeri almaktan neden o kadar korktunuz, nihayet kapıyı açtım, sizler de yere yuvarlandınız” diyerek rüyasını keşfettiğini belli eder ve kuru davayı bırakıp, Hakk’a ulaşmanın yoluna yönel diye konuşur. Bunun üzerine, ona bağlanır, yoluna girer.
Musa Muslihiddin Efendi’nin “Merkez” ismini alışıyla ilgili şu rivayetler de bulunmaktadır: Sümbül Efendi bir gün müridlerine, “Mümkün değil ama bu dünyayı siz yaratmış olsaydınız nasıl yaratırdınız?” diye sorar. Müritler kendilerine göre izahlar yaparlar, kötülükleri yok ederdim gibilerinden cevaplar verirler; Musa Muslihiddin Efendi ise “âlem o kadar mükemmel yaratılmış ki, hiçbir değişiklik yapmaz, her şeyi merkezinde bırakırdım” der. Sümbül Efendi bunun üzerine, “aferin Musa Efendi, demek her........
© tarihistan.org
