II. Mahmud’dan Atatürk’e “İttihad-ı Anasır” ve Türk Milliyetçiliği
Atatürk Milliyetçiliği, kan/kafatası milliyetçiliği değildir. Irkçılık hiç değildir. Anadolu’daki “Osmanlı Bakiyesi”nin üzerinde yükselerek, farklı etnik kültürleri içinde barındıran halklar topluluğunu “millî bir kimlikle” Türk Milleti’nin çatısı altında birleştirmek idealidir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bu anlayış üzerine inşâ edilmiştir. Neden millî kimliğimiz “Türk”, neden ortak milletin adı “Türk Milleti?” diyenler var yanımda, yöremde…
Hatta son zamanlarda “Türk değil, Türkiyeliyim” gibi temelsiz ve saçma bir tartışma da yaşanıyor ülkemizde…
Türk kimliği, Anayasamızın 66. Maddesi’nde kesin olarak tanımlanmıştır. Buna göre, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan kişiler, etnik köken ve dini inançlarına bakılmaksızın “Türk” olarak kabul edilmişlerdir.
Yani yürürlükte olan anayasamıza göre Türklük, hukukî bir kimliktir. Üst kimliktir. Yurttaşlık kimliğimizdir. Türkiye, bizim gibi etnik olarak Türk doğanların yanısıra kaderini bu coğrafyanın kaderi ile birleştirmiş farklı etnik kökenden gelen yurttaşlarımız için de ortak vatandır.
Anayasa’ya göre, hepimiz Türk’üz ve yürürlükte olan 66. madde, Türk etnisitesinden olmayan alt kimlikleri yok saymaz; çünkü bu madde, bir asimilasyon politikasının uygulanması değildir. Aksine, farklı etnik kimlikleri Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının millî ve birleştirici kimliği altında biraraya getiren kaynaştırıcı bir millet anlayışıdır.
Atatürk, yeni kurulan devletin, millî bilince sahip olunmadan ayakta durmasının mümkün........
© Tanyeri Haber
visit website