menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kürt sokağında çözüm arayışları

27 0
yesterday

Diğer

25 Ağustos 2025

"Savaşa hayır" pankartı

Kürt sorununa lafı dolandırmadan iki başlıkla girmek istiyorum:

Peki, tam da bu koşullarda iktidar, neden daha önce hedef aldığı, her türlü hakareti yapıp aşağıladığı Kürt muhalefetine barış elini uzatmıştır? İlk bakışta strateji, merkezdeki kendi Kürtlerini etkisizleştirmek ve Ortadoğu Kürtlerini kontrol altına almak üzerine kurgulanmış gibi gözüküyor. Bir yandan “Terörsüz Türkiye” söylemiyle iç cepheyi konsolide etmeye çalışırken, öte yandan ABD ve İsrail’in elindeki Kürt kartını da devralmayı hedefliyor olabilir.

Tarihsel olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Kürtler arasındaki ilişki, büyük kırılmalar ve acılarla doludur. Ancak, gerçek bir yüzleşmeye her iki taraf da hazır olursa, barış mümkündür.

Yaşanan bunca acıya ve travmalara rağmen, Kürt sokağının buna hazır olduğunu söyleyebiliriz. Ancak iktidar kontrolündeki Türk sokağı için bunu söylemek zor. Otoriter yapı nedeniyle anayasa ve kanunların görmezden gelinmesi, büyük ihlaller, toplumsal ve ekonomik barışı bozan servet birikimindeki partizanca politikalar ve tüm bunların gelecekte, bağımsız bir yargı önünde hesap verilmesi ihtimali bu kaygıları besleyen temel unsurlar.

İyi de önemli bir deneyime sahip Kürt siyasi hareketinin kadroları ve yöneticileri bunu bilmiyorlar mı? Muhtemelen biliyorlardır. Bu yüzden de böyle bir toplumsal uzlaşmanın ve barışın önemli birleşenlerinden birisinin de CHP olmasını istiyorlar. Zira daha geniş bir toplumsal tabana ve samimiyete sahip olan CHP'nin, olası bir yol kazasına karşılık sürecin güvencesi olabileceğini düşünüyor olabilirler.

Öte yandan diğer önemli soru, sürecin baş öznesi durumundaki iktidar blokunun yapısal kodlarının, düşünülen barış ve demokratikleşme sürecini taşımaya uygun olup olmadığıdır. Maalesef buna olumlu yanıt vermek de hayli güç. Sürecin adının dahi konulmasında yaşanan tereddütler, yasal güvencesizlik ortamında süren görüşmeler, uygulamadaki gecikme, ayak sürüme ve ağırdan almalar; bir yandan barış süreci yürütülürken, diğer yandan ayırt etmeksizin bütün muhalif güçlere karşı uygulanılan basınç ve hoyratlık bu kod uyumsuzluğunun göstergesi gibi.

Peki, iktidar bloku Kürt muhalefetini nasıl ikna edecek? Üstelik çözmek için bir araya geldikleri sorunun “terör” mü, yoksa “Kürt sorunu” mu olduğunda........

© T24