menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Tiki-taka… Tak-tik… Tik-tok!

42 1
21.01.2025

Diğer

21 Ocak 2025

Bir önceki yazıdaki bir cümleyle devam edeyim: Sahte bir cumhuriyet, sahte bir demokrasi, sahte bir hukuk devleti var. Orada unuttuğumu da ekleyeyim: Sahte bir sosyal devlet de.

Fakat bu sizi, bizi niye ilgilendirsin ki!

Mesela evde oturuyorsunuz ya da ne bileyim, iş yerinde, dışarıda filan. Gücünüzün farkında mısınız? İsterseniz her an her şeyle oynayabilirsiniz. Cumhuriyet ayarlarıyla da demokrasi ilkeleriyle de hukuk devleti idealleriyle de sosyal devlet düzenlemeleriyle de.

Komşunuzdan rahatsızsınız mesela. Gözaltına aldırın. Öldüresiye düşman olduğunuz başka bir komşu var ama apartman yönetimi seçiminde onun ve apartmandaki dostlarının oylarına ihtiyacınız var. Nefretinizi gömmeden, nefesinizi biraz tutarak da olsa, barış yapın, olmaz mı?

İş yerinde sizi eleştiren birileri mi çıktı. Toplatın hepsini. Topladığınız aidatı ise kanka olduklarınıza dağıtın. Ne kadarını tutmak ne kadarını dağıtmak isterseniz. İşleri hep kayırdıklarınıza verin. Elden, dilden, tek elden, tok dilden!

Her şeyi siz biliyorsunuz. Ömrünüz boyunca kaç kitap okuduğunuzun hiç önemi yok. Okumak değil size lazım olan; zekâ gani ve cana okumak istediğinizde, okuyorsunuz işte. Bu egoyla mı diyeyim, en hafifinden, başkalarını damgalamakta üstünüze yok. Size biraz çizginizi geçen bir şey söyleyene hemen hakaret, hemen mahkemeye, hemen içeriye; siz ise şuradaki kıza sürtük, buradaki gence çürük, kızdığınıza hain demekte özgürsünüz. Yine en hafifinden.

Kendi çocuklarınızın elbette çok üstüne düşüyorsunuz, kendi ailenizin de. İstediğiniz gibi zeki olanın da biraz zor anlayanın da. Olsun. Onlar kendi evlatlarınız. Lakin başkalarının çocukları, hani öldürülmüş bile olsalar, hani bütün hayatları çalınmış bile olsa, belki her zaman değil ama nedense sık sık müstahak. Çıkıp........

© T24