İyi'lik sağlık!
Diğer
25 Şubat 2025
AKP TBMM Grup Başkanı Abdullah Güler, İYİ Parti'den istifa eden Mehmet Selim Ensarioğlu, Gelecek Partisi'nden istifa eden Serap Yazıcı Özbudun, İYİ Partiden istifa eden Ünal Karaman ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Erkan Kandemir, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'la hatıra fotoğrafı çektirdi.
Cumhurbaşkanı’nın çok iyi bildiği bir şey var. “Ekonomi” diyeceksiniz hemen ama ondan da önce: İtaat-biat mekanizmasını çok iyi biliyor. Bunu belki, her türlü hiyerarşi ve otorite sisteminin “itaat-biat” bekleyen alt ve orta katlarında; çocukluğunda ailede, mahallede, okulda, din eğitiminde; gençliğinde, belki siyasete atıldığında “Erbakan Hoca”nın peşinde öğrenmiştir. Bilmiyorum. Ama “okuyarak” öğreneceği bir şey değil. Eğer öyleyse çok merak ederim “okuduğu” kitapları. Kafadan saysam, olmaz!
O yüzden “devşirme”yi de iyi biliyor. Nihayetinde yeniçeri ve Harem geleneği de böyle bir şeydi. Bunu tabii başka örneklerde çok yaşadık ama bir medya patronunda da görmüştüm. Ayrı medya gruplarının yöneticileriyken kendisine, hatta ailesine, yayın organlarına en çok saldıranları daha sonra sağ ve sol, pardon iki sağ kolu yapmıştı. “Otorite” olmak biraz da böyle sanırım. Alırsın yanına, verirsin tayını, unutur ve unutturursun koydukları mayını.
Misal, Numan Kurtulmuş. “Erbakan Hoca”ya sadakati ve Erdoğan ile partisini, daha ilk adımlarında bile, yolsuzluklara varıncaya kadar aşırı sert eleştirmesi çok sürmedi. Ya da Süleyman Soylu. Küçülmüş bir partinin lideriyken söylediklerini o yutsa da arşiv yutturmuyor. Ya da şu anda epey güçlü görünen “Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı” Mehmet Uçum. Sıkı bir muhalif ve insan hakları savunucusuyken, orada işte! Umarım hayra vesiledir!
Bazı insanların “dışarıdan olmuyor, içeriden bir şey yapayım” diye bir düşüncesi de olabilir. Mümkün tabii. Ama “içeriden veya içeride ne yaptınız, ne yapıyor ya da yapabiliyorsunuz” sorusu da omuzlarında asılı kalır. Vicdanlarında kalır mı, bilmiyorum tabii.
Tek adaylı AKP kongresinde, tek adamlı sistemin “Başkan”ı yeni simaları partiye kattı. Hem de kimini önemli pozisyonlara getirerek. Partinin “kurucu babaları” ile tasfiye edilenler de ibretle izliyor olmalı. Yine de “İbret” Namık Kemal ve Ahmed Mithad Efendi’nin Beyoğlu’nda çıkardığı bir gazetenin ismi olarak kalsın tarihte; çünkü nefret, şiddet, şirret, cüret, musibet dünyasında ne ibret olur ne muhazara. “Otorite” muhasara altına alır, muhalif bildiğin birilerini de.
İyi Parti böyle bir “iyilik” timsaliymiş Meral Hanım’ın soyadının ilk hecesi zaten göz kırpıyormuş. Bu........© T24
