menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

25 yıl önce, 25 yıl sonra… 50 yıl önce, 50 yıl sonra!

30 1
31.05.2025

Diğer

31 Mayıs 2025

Galatasaray Lisesi, sona doğru

Bugün, biraz “şahsi” oynayabilir miyim? Kendi hikâyemin önemli bir parçasına dair. Aslında birlikte yola çıktığım nice “çocuk”un da hikâyesi. En azından yıllarca öyle. Ve hâlâ biraz öyle. Yollar ayrılsa da sonra, kalpler bir şekilde oralarda atmaya devam etmiş. Başka başka birileri olsak bile, “kardeşçesine benzer çocuklar” olarak kalmaya devam etmişiz.

Henüz altı yaşımdayken çıktığımız yolculuk 12 yıl sürmüştü. Sadece sınıflar, dersler değil, yemekhanelerde ve yatakhanelerde, oyunlarda, derken serseriliklerde de paylaşılan 12 yıl.

Altı yaşında bir çocuktum mesela: Babasının ölümünden birkaç ay sonra bir dolu kardeş sahibi olan. Ailelerimizle olduğumuz zamanlardan çok daha fazlasını, çok daha yoğununu, kahkahaları da gözyaşlarını da paramızı da parasızlığımızı da, sırları, umudu, hayalleri, kırgınlıkları, öfkeleri de paylaştık. Ortaköy’ün devasa sobalarının etrafına sıralanan karyolalar ve tahta dolaplardan, Beyoğlu’nun arka sokaklarına kadar.

Tabii ki bir yandan her birimizin kendi kişiliği, bireyselliği, kendi tutkuları, özlemleri, idealleri, acı ve umut adına biriktirdikleri de serpilip büyüyordu. Ancak kim neye inanırsa inansın, sonra kim ne iş yaparsa yapsın, o kocaman ortak yaşam, geride derslerde öğrendiklerimizden çok ayrıntı bırakmasa bile, hafızalarımızda; her koşulda “dayanışma” duygusunu kökleştirmiş vicdanlarımızda.

25 yıl olmuş Beyoğlu’nda, Galatasaray’daki o lise binasından çıkalı. Birçoğumuz birbirini görmeye devam ediyordu ama, bizi içine çekerken bir yandan da elimizden kayıp gitmekte olan hayat bir yerlere de savuruyordu. Sadece savurmuyor, “kayıplar” listesini de çoğalta çoğalta bizi eksiltiyordu.

Sayıyoruz, “Ömer öldü, Mutlu da Ensari de........

© T24