Altan Erbulak’ın çocuk kalbimdeki cenneti: Çitlenbik
Diğer
04 Mayıs 2025
Zonguldak’ta roman, hikaye, şiir, müzik, sinema, tiyatro içinde büyüdük üç kardeş, büyük kız kardeşim Güven, ben ve küçük kız kardeşim Can. Bizde abi-abla yoktu, birbirimizi ismiyle çağırırdık... Evde her yer kitap ve dergi doluydu... Varlık dergisi... Akbaba... Doğan Kardeş... Ruhi Su plakları... Cem Karaca... ve her Pazar, okuduğumuz Yayla Özel İlkokulu’nda 10 matinesine sinemaya gidişimiz…
1966 Temmuz’unda babam bir gün eve elinde küçük boy, dışı renkli, içi siyah beyaz, çok da ince sayılmaz bir dergiyle geldi. Sayfalarını karıştırdığımız her kitap ve dergi bir yana, özellikle bu dergi benim hayatımı değiştirecekti: ÇİTLENBİK.
Çitlenbik üstelik haftalıktı... Keyfe bakar mısınız?
İmzasına bayıldığımız Altan Erbulak’ın yaratıcılığı ve önderliğinde çıkan derginin daha ilk sayısında Teneke İsmail’e, Tokmak Yaşar’a, Nonoş Nurhan’a, Sarı Muhsin’e, Cacık Cavit’e, çok konuşan Karga Ayşe’ye (takma isim değil, bu gerçekten çok konuşan bir karga), ve Kör Vedat’a vurulmuştuk bile… ama en çok da Altan Erbulak’ın bir anlamda kendisini çizdiği Çitlenbik’in kendisine…
İlk sayıda en büyük sürpriz “Bir kupona bir karikatür” duyurusu idi: “Bir resminizi gönderin karikatürünüzü çizelim”. Can da ben de fotoğraf göndermeyi kafamıza koyduğumuz için acilen bir dergi daha almasını istemiştik babamdan (kupon keseceğiz ya). Bir sonraki gün ilk sayıda verilen kuponu ikimiz de kesip, birer 6X9’luk fotoğrafımızla postalamıştık bile Çitlenbik’e… Düşünebiliyor musunuz heyecanı? Her Salı’yı iple çekiyoruz ve doğal olarak ilk baktığımız yer okurların karikatürleri… İlk karikatürler 5. sayıda yayınlanmaya başladı. Her sayı iki karikatür yayınlıyorlardı, büyük bir ümitle bir sonraki Salı’yı bekler olduk biz…
7. sayıda başka bir sürpriz daha vardı. Şöyle yazıyordu “Çitlenbik okuyucularla baş başa” sayfasında:
“Büyük........© T24
