menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sanatta aykırılığın karşılığı

9 1
31.05.2025

Diğer

31 Mayıs 2025

Sanatın ya da sanatçının aykırılığı üzerine konuşabilmek için hangi kavramlar arasında ilişki kurulabileceğini belirlemek gerekir. Çoğu zaman sanata dışarıdan bakanların içine düştüğü yanılgının tam da bu kavram üzerinden gerçekleştiğini görürüz… İlk akla gelen kavramdır aykırılık… Sanatçıyı sosyal normlara direnç gösteren, gündelik yaşamın “normallik” anlayışı içine sıkıştırılmış davranışları zorlayan başına buyruk bir “asosyal entite” olarak tanımlayan kesimlerin eleştirel tonuna baktığımız zaman bunun cesareti takdir eden bir ifade mi yoksa aykırılığı aşağılayan bir ifade mi olduğu pek anlaşılmaz. Bu nedenledir ki sanatçının aykırılığı çoğu zaman şuursuzca bir kopmaya yönelik, tekil asosyal bir davranış olarak algılanır ve ortak-uyumcu değerler üzerinden yersizce yargılanır.

Karamsarlık, kuşku, yeni değerler yaratma arayışı, problem yaratıp problemin bilgisini oluşturma, bir şeye karşı ya da taraftar olma kaygısından arınarak düşünme, bütün bunlar normaliteden, ‘kabullenilmiş olma’ durumundan kopmanın işaretlerini taşıyan tedirginlik halleridir. Tedirginlik kendi başına normalitenin bir ‘karşı-anlamı’ olarak çıkar karşımıza. Sanatçının bir aykırılık figürü olarak anti-moralist çıkışları moral değerlerin belirlediği normaliteye karşı bir tepki niteliği taşır… Sanatta aykırılık üzerine argüman inşa etmeye koyulmuşken hali hazırda birkaç kavram önümüze çıkmıştır bile: moralizm, normalite, kopma, özgürlük, tedirginlik gibi…

Davranışsal ve zihinsel özgürleşmenin olanaklı olduğu bir düşünme ve nesnel üretim alanıdır sanat.........

© T24