Dijital çağın yeni hastalığı: Yanılgılara yalıtkan olan katılık
Diğer
30 Ağustos 2025
Yanılgılara yalıtkan olan bir katılığın her geçen gün yaşamımızda daha da radikal bir şekilde yer aldığını görüyoruz. Hatasız olma saplantısı ve kusursuzluğa adanmanın altında yatan yücelik hissi siyasetten teknolojiye her alanı kapsamış gibi… Belki de insan türünün kendi varlığına karşı beslediği bu misantropik duygunun nedeni de budur.
Milattan önce altıncı yüzyılda yaşamış Taoizm’in kurucusu Lao Tzu’nun bu cümlesi yeniden üzerinde düşünülmeye değer bir hakikati içerir: “Tırtılın dünyanın sonu dediği şeye, dünyanın geri kalanı kelebek der.” Bu, katı düşüncenin sınırlarını yıkmaya, şüphe beslemeye, şeylerin sonu hakkında kesin bir şekilde düşünmemeye ve potansiyel fırsatlara hazır olmak için bunların ötesine geçmeye bir davettir aslında.
Bu deyiş, düşüncenin sınırlarını yıkmaya, kesinlikten uzak durmaya ve değişimin doğasında yer alan belirsizliğe karşı zihinsel bir açıklık geliştirmeye çağırıyor. Çünkü her “son” görünümlü kriz, aslında başka bir sürecin habercisidir. Modern insan, çoğu zaman bu geçişleri “çöküş” olarak deneyimliyor. Ölüm fikri yalnızca fiziksel bir son değil; aynı zamanda hataya, zayıflığa ve kontrol kaybına tahammülsüzlüğün de metaforudur.
Her şeyin bir sonu olduğu düşüncesine kapılan insanın sürekli bir ölüm evhamıyla yaşama tutunma hali günümüzde yaşamın her katmanında ortaya çıkan “katılığın” da nedenine dönüşmüştür. Hâlbuki yaşam döngüsünü belirleyen kusur, hata ve kaza hangi doğrunun geçerli olduğu konusunda bize deneyim kazandıran anlar ve edimlerdir. Kendi doğrularını yaşamdan yalıtan, gerçeklikle bağını koparan bir anlayış katılaşmış bir zihnin eseridir ve hayatı bir “sırat köprüsü”ne çevirenlerin gazap dünyasından........
© T24
