menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Günah”ın sekülerleşmesi / Sekülerleşmenin günahı

8 0
13.10.2025

Diğer

13 Ekim 2025

Teokrasi temelli yaşam tarzlarında günah sözcüğünün dini anlamı ve gelişimi “ilahi kanunlara karşı gelmek” üzerinden şekil aldı. Dini bağlamda günah, ilahi kanunlara karşı yapılan bilinçli bir eylemdir. Tanrı’nın emirlerine itaatsizlik, insanlığın yoldan çıkması ve ahlaki normlara aykırı davranışlar günah olarak nitelendirilir. Hristiyanlıkta “aslî günah” öğretisi Adem’in yasağı çiğneyerek günah işlemesiyle insanlığın doğuştan günahkâr bir hale geldiğini belirtir. Bu, insanın Tanrı’ya karşı isyanının bir sonucu olarak görülür.

Modern çağda artık günah kavramı sosyal normlara dayalı ahlaki değerlere atfen kullanılmaya başlandı. Günahın sekülerleşmesi dediğimiz şey de bu: Günahın tanımı dini söylemden çıkıp toplumsal değerlerin gözetildiği bir kural içeriğine dönüştü…

Ancak günümüzde ortaya çıkan dinci sekter yapılanmalar -hangi din olursa olsun- ahlaki değerlerin dini anlamda yeniden Tanrı katında günah sayılmasını ön görüyor. Ve sekülerleşen, yasa yoluyla suç sayılan ya da toplumsal etik kurallar gereğince yanlış sayılan her şey yeniden “günah” sayılıyor. Burada hiç şaşmadan sekülerleşmenin günah sayılacağı bir dincilik anlayışının gündeme geldiğini rahatça söyleyebiliriz.

Bunun altında yatan nedenler nedir(?) diye soracak olursak tam anlamıyla paradoksal bir inanç bunalımından bahsetmek doğru olur mu? Çağı yorumlamada yaşanan bir kimlik karmaşasından bahsedilebilir mi? Yoksa kazanılan davranışsal özgürlüklere karşı gerici bir tepkisellik mi söz konusu? Elbette bu soruların tek bir cevabı yok ama çok katmanlı bir analiz yapılabilir.

Dindar toplumdan inanca kayıtsız bireye, inanç ve adanma biçiminden sapma ve inkâra, günahın anlam kayması süreçlerini okuyabilmek aslında sekülerliğin hangi aşamalardan geçtiği........

© T24