menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Her kim olursan ol; bir pencerenin kenarında, aşağı sarkıttığın çarşafın ucunda, tek başına ölümle yüz yüze kalacağın gün mutlaka gelecektir bu ülkede

22 16
24.01.2025

Diğer

24 Ocak 2025

Siyaset bilimcilerin “insanın doğduğu ülkeyle arasındaki bağları kopartmak için ne yaşanması gerekir” sorusunun cevabını Türkiye’nin son 22 yılına bakarak bulmaları kolay olacaktır.

Tüm bu süreç o kadar taze, o kadar canlı, o kadar içimizde yaşandı ki, belki de her birimiz sadece kendi tanıklıklarımıza dayanan birer yakın politik tarih yazabilecek doneye sahibiz.

Ne acıdır, ne büyük bir acıdır ki ülke lime lime dökülüyor, gözlerimizin önünde.

Dayanacak, tutunacak, güç alacak tek bir sağlam yapı kalmamış…

Devlet tüm organlarıyla üzerimize üzerimize çökmekte.

Dün yeni doğan çetesiydi, ondan önce İsias Otel ve daha niceleri, bugün Grand Kartal… Oralarda ölmediyseniz, hepsinin yarattığı ortak duyguyla boğulmaktasınız demektir…

Yapayalnızlık, güvensizlik, inançsızlık, endişe…

Sözün hükmü çoktandır yok, mücadele edelim, direnelim desen de yandık, bittik, öldük desen de bir.

Ne duyan var ne umursayan…

Ülkede yaşananların birinci dereceden mağduru olmayanlar da kahırdan, öfkeden, acıdan, endişeden delirmek üzere.

Genci, yaşlısı, fakiri, zengini belki de ilk defa bir konuda tartışmadan hemfikir: Bu ülkede en değersiz şey insan hayatı!

Ve bu ülkede birileri cebini doldursun diye çevrilen dolaplar bir gün bizi de, sizi de öldürecek!

Liyakatsizlik, cukkacılık, adam kayırmacılıkla içi boşaltılmış, işlevsizleştirilmiş kurumlar ve o kurumların koruyamadığı hayatlar.

Sorumlulardan hesap sorulamaz çünkü hepsinin sorumlusu finalde aynı adrese........

© T24