Eylemlerde maske takanlara ceza verilir mi?
Diğer
01 Nisan 2025
Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla birlikte başlayan protestolar, şimdiden Türkiye’nin siyasi tarihindeki yerini aldı. Milyonlarca kişinin katıldığı bu eylemlerle ilgili davalar da önümüzdeki süreçte gündemdeki yerini koruyacak görünüyor.
Ezici çoğunluğu 15-25 yaş arasındaki gençlerden oluşan eylemciler hakkındaki olası davalarda merkezi konu 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu olacak görünüyor. Bu Kanun’a muhalefet nedeniyle yapılacak yargılamalarda hükûmet çevrelerinin iddiası, yasak olduğu ilan edilen gösterilere katılmanın suç olduğu yönünde.
Fakat İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nin ve Anayasa Mahkemesi’nin yaklaşımı farklı. Burada ayrıntılarına girmek mümkün değil ama kabataslak şöyle özetleyebiliriz: Bir gösterinin kanuna aykırı olarak ilan edilmesi bu gösterilere katılanları otomatikman suçlu kılmaz. Yasağın şiddet ve suç (nefret suçu, ırkçılık vs.) ile ilişkilenmiş olması gerekiyor. Eğer böyle bir ilişkilendirme yoksa ve gösterici barışçıl ise bu durumda bu kişilere müdahale edilmesi de cezalandırılmaları da toplantı ve gösteri yürüyüşü özgürlüğünü ihlal eder.
Dahası var. Göstericilerin bazılarının şiddete karışmış olması da tüm gösterinin yasaklanmasına ve herkese müdahaleye gerekçe olamaz. Devlet, barışçıl protestocular ile şiddete karışanları ayırmakla mükellef.
Bu konularda defalarca kez yazdık.
Uzatmayacağım.
Bu yazıda başka bir veçhenin, maske meselesinin üzerinde durmak istiyorum.
İmamoğlu protestolarına katılan gençlerin ezici çoğunluğunun yüzlerini gaz maskesi, bez, dalış gözlüğü, sanatsal maskeler vb. şeylerle örttüğüne tanıklık ettik. Büyük olasılıkla bu durum ceza soruşturmasına konu olacak. Zira 2015 yılında İç Güvenlik Kanunu olarak bilinen kanunla mevzuatımıza “kimliklerini gizlemek amacıyla yüzlerini tamamen veya kısmen bez vesair unsurlarla örterek toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılma” suçu girdi.
O zamanlar bu kanuna karşı çıkmıştık. Bugün de karşı çıkıyoruz. Fakat şu anda mesele, karşı çıkmanın berisinde, Kanun’un yanlış uygulanma olasılığı.
Büyük olasılıkla gösterilere katılan ve maskeli olduğu saptanan hemen herkese bu norm uygulanmak istenecek. Bence bu doğru olmaz. Şöyle ki Anayasa’ya göre böyle bir sınırlama, maskenin bir silah sayılıp sayılmayacağına bağlıdır. Zira anayasal güvence altına alınan şey “silahsız ve saldırısız toplanma hakkı”dır.
Bizim bu düzenlemeyi aldığımız Almanya’da (mehazda) bazıları bu tür nesnelerin “pasif silah” sayılabileceğini iddia ettiler. Ama benim de hemfikir olduğum diğer görüştekiler bu konuda genel geçer bir yanıt verilemeyeceğini her olayın somut koşullarına bakılması gerektiğini söylüyor.
Maske takmanın veya yüzü saklamanın çeşitli nedenleri olabilir. Mesela siyasi amaç taşınıyor olabilir. Yahut pandemi vb. bulaşıcı hastalıklardan korunmak veya yoğun gaz kullanımı karşısında sağlığı koruma endişesiyle hareket ediliyor olabilir. Bu durumda sağlık hakkı dikkate alınmalıdır. Eylemci, göstericilerde çokça gördüğümüz üzere V for Vandetta filmindeki “Guy Fawkes” maskesini takmış olabilir ki bu tür örneklerde meselenin sanatsal ifade özgürlüğüyle ilgili bir yönü vardır. Yahut kişinin inancı bunu gerektiriyor olabilir ve saçının yanı sıra yüzünün bir bölümünü örtmek istemiştir. Bu durumda din ve vicdan özgürlüğünün de hesaba katılması........
© T24
