Beyaz Toros, zorla kaybetmeler ve cezasızlık
Diğer
29 Temmuz 2025
Bugünlerde bir yandan barış talebi yüksek sesle dile getiriliyor, diğer yandan toplumsal barışın karşısına dikilen karanlık semboller insanlara gözdağı vermek için hatırlatılıyor.
Beyaz Toros da bunlardan biri…
Bu araç, Türkiye'nin yakın tarihinde devlet denetimi dışına çıkmış şiddetin, zorla kaybetmelerin ve cezasızlığın simgesidir.
Özellikle 1990’lı yıllarda, hukuk dışı yöntemlerle kaçırılan, kaybedilen ya da yargısız infaz edilen insanların anlatılarında bu aracın adı hep geçer.
Hukuki kayıt bırakmayan karanlık operasyonların ortak öğesi olan Beyaz Toros, bir neslin hafızasında korkunun, inkârın ve adaletsizliğin sembolüdür.
Vaktiyle cezasızlık konusunda çalışma yaparken, bu ihlallerin anlatımında, öyle veya böyle, bir şekilde bu aracın yer bulduğunu gözlemlemiştim.
Hafıza tazelemek için başvurucuların anlatımından hareketle İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İHAM) kararlarına dair notlarımı paylaşmak isterim.
Mesela Cennet Ayhan ve Mehmet Salih Ayhan/Türkiye kararında, Silvan Devlet Hastanesinin Başhekimi Mehmet Emin Ayhan ve eşi, 10 Haziran 1992’de akşam saatlerinde evlerine dönüyordu. Hastane yakınlarındaki apartman binalarının zemin katında bulunan bir kahvede oturan üç kişiden biri yanlarına yaklaşmış, diğer iki kişi paltolarının altında sakladıkları silahları çıkarıp sokak lambalarına ateş etmiş, üçüncü kişi ise silahıyla Ayhan’ı boynundan vurarak öldürmüştü. Cinayetin ardından bu kişiler beyaz bir Toros’a binip uzaklaşmışlardı. Olayla ilgili etkili bir soruşturma yapılmadı.
Koku/Türkiye kararında Hüseyin Koku, 20 Ekim 1994’te Elbistan’daki Malatya Caddesi’nde eşi Fatma ile birlikte yürürken aniden bir beyaz Toros yanlarına yaklaşmış ve elinde telsiz olan kişiler, öğle saatlerinde Koku’yu arabaya sokarak kaçırmıştı. Koku’nun cesedi 26 Nisan 1995’te Pötürge’nin dışında bir yerde bulunmuştu. Bu konuda da etkili bir soruşturma yapılmadı.
Tahsin Acar/Türkiye kararında Bismil’in Acar köyünde mukim olan Salim Acar, 20 Ağustos 1994’te kaybolduğunda tanıklar iki jandarmanın gelip ellerini ve gözlerini bağladığını ve bir beyaz Toros’a bindirildiğini söylemişti. Öldürüldüğü iddia edilen Acar’dan bir daha haber alınmadı ve fakat etkili bir soruşturma da yapılmadı.
Çelikbilek/Türkiye kararında Abdulkadir Çelikbilek, 14 Aralık 1994’te Diyarbakır'daki Esnaflar Kafe’de otururken polis memuru olduğu düşünülen iki kişi tarafından alınmış ve diğer iki kişinin bulunduğu beyaz bir Toros’a bindirilmişti. Olaydan bir hafta sonra Çelikbilek’in cesedi, işkence izleri taşıdığı iddia edilen bir şekilde bulunmuştu. Otopsi raporunda, cesette........
© T24
