Çin’in kalkınma stratejisi: İmovasyon
Diğer
23 Şubat 2025
Çinliler, tarih boyunca becerikli uzmanlar ve yöneticiler yetiştirdiler. Değerli sanayi ve tarım ürünleri üreterek güçlü bir medeniyet kurdular. Barut, pusula, kâğıt, porselen ve ipek gibi pek çok ürün ihraç ederek dünya ekonomisinde ilk sıraya yerleştiler. İpek Yolu ve deniz yoluyla bu ürünler uzak ülkelere ulaştı. Bu ürünlerle takas edecek değerli eşya bulunamadığı için, kervanlar ve gemiler Çin’e tonlarca gümüşle döndü.
Asya’dan ve özellikle Çin’den gelen bilim, teknoloji ve sanat eserlerinin etkisiyle Akdeniz’de Rönesans ortaya çıktı. Takip eden yıllarda Avrupalılar tarafından yapılan keşifler ve icatlar, Sanayi Devrimi’nin temellerini attı.
Çin’in geleneksel üretim tezgâhları, Avrupa ile rekabette yetersiz kaldı. Batı’nın ve Japonya’nın askeri ve ticari saldırıları sonucunda Çin İmparatorluğu 1911’de yıkıldı. Kurulan Çin Cumhuriyeti de devam eden Japon işgali ve iç savaşlar nedeniyle başarılı olamadı. Japonya İkinci Dünya Savaşı’nı kaybedince, nihayet işgal de sona erdi.
1949’da Mao Zedong başkanlığında, Sovyet tarzı beş yıllık planlarla ağır sanayi ve tarıma dayalı kalkınma hamlesi başlatıldı. Ancak, yanlış politikaların sonucunda kıtlıklar yaşandı ve milyonlarca insan hayatını kaybetti. Kültür Devrimi de büyük bir kargaşaya ve beyin göçüne neden oldu.
1976’da Mao’nun ölümünden sonra, Başkan Deng Şaoping kapsamlı bir yeniden yapılanma süreci başlattı. Pazar ekonomisi ve teknolojik gelişmeye yönelik adımlarla Çin, 1990’dan sonra ucuz işçilik avantajıyla sanayileşme yoluna girdi. Ekonomi, yabancı yatırımlarla yıllık %9 büyüme seviyesini gördü. Ancak, bu gelişmeler kırsal bölgelere yansımadığı için milyonlarca genç şehirlere göç ederek iş aramaya devam etti.
2000’li yıllarda aynı tempoda gelişmeye devam eden Çin, dünyanın en büyük ihracatçısı konumuna yerleşti. 2010’dan itibaren inovasyonla büyümek için, yüksek teknoloji ağırlıklı ürünlere geçiş planlandı. “Made in China” (Çin’de üretilmiştir) yerine, 2025 yılında “Created in China” (Çin’de yaratılmıştır) markası hedeflendi.
Yakın zamanda kaybettiğimiz değerli teknokrat Prof. Dr. Banu Onaral, ABD ile Çin arasındaki bilimsel iş birliği konusunda çalışıyordu. Bu nedenle, sık sık Çin’deki araştırma merkezlerini ziyaret ediyor ve projeleri izliyordu. Yakın gelecekte, Çin’in yüksek teknolojide ABD’yi geride bırakacağını söylüyordu. (Not: Banu Hoca’yı rahmetle anıyorum.)
Çin’in küresel liderliğe doğru ilerleyişine karşı, ikinci kez ABD Başkanı olan Donald Trump çeşitli stratejik hamleler yapmaya başladı. Ancak, Nobel Ödüllü Prof. Dr. Daron Acemoğlu, Financial Times’daki makalesinde, Trump’ın dünya ticaret düzenini değiştirmeyi amaçlayan politikalarının, hedeflenin aksine ABD’yi geride bırakacağını iddia ediyor.
Bu yazıda önce, küresel rekabette konumunu güçlendiren Çin’in kalkınma stratejisi olan imovasyon yönteminden kısaca bahsedeceğim.
İlk çağlardan beri tarımda, hayvancılıkta ve metal işlemedeki buluşların taklitle yayıldığını biliyoruz. İpek, kâğıt, barut, çini ve porselen gibi çeşitli icatlar Çin’den bütün dünyaya yayılmıştı. Çin’in buluşları, Orta Doğu ve Avrupa’da yeni ürün ve teknolojilerin geliştirilmesi için başlangıç noktası olmuştu. Örneğin, kâğıt üretim yöntemi öğrenilerek çeşitli hammaddelerden kağıtlar yapılmıştı. Barut ve havai fişekler örnek alınarak ateşli silahlar tasarlanmıştı. Baskı tekniğinden yararlanarak matbaa icat edilmişti.
Geçen yazıda bahsettiğim şekilde, küresel rekabetin ilk iki basamağındaki şirketler, verimlilik ve kalite ile yarışır. En üst basamağa çıkmak için ise yenilik yapmak gerekir. Yüzlerce yıldır yenilik mücadelesinin sürdüğünü söyleyebiliriz.
Rönesansla........
© T24
