menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

ABD-Çin tsunamisinde ekmek teknesini yüzdürmek

17 1
09.02.2025

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

09 Şubat 2025

Büyük kayıplar verdiğimiz 2023 Kahramanmaraş depreminin ikinci yıldönümünde, Ege Denizi irili ufaklı yüzlerce depremle sallanıyor. Tsunami endişesi ile insanlar Yunan adalarını terk etmeye başladı. Bu gelişme, İstanbul’da beklenen deprem için de hazırlık yapılmasını bir kere daha hatırlatıyor.

Aslında, küresel ölçekte yaşanan politik ve ekonomik kargaşa da bizim için ürkütücü olacağa benziyor. Donald Trump, ABD’de ikinci defa başkanlık koltuğuna oturur oturmaz, Panama Kanalı, Grönland, Kanada ve Gazze’yi yönetmek üzere hazırladığı projelerini ortaya attı. Uluslararası anlaşmalardan ve kuruluşlardan çekilmeye başladı.

Serbest Ticaret Bölgesi içindeki komşuları Kanada ve Meksika’nın ürünlerine yüzde 25 vergi uygulamaya kalktı. Gelen tepkiler üzerine, vergileri bir ay erteledi. Trump’ın yeni vergilerini, Dünya Ticaret Örgütüne şikâyet eden Çin, misilleme de yapacak. Devlet Başkanı Şi Cingpin’in bu kargaşayı fırsata dönüştüreceğine emin olabiliriz.

Bu gelişmelerin, ülkemizi ve şirketlerimizi nasıl etkileyeceğini öngörmek ve önlem almak gerekiyor. ABD’de faaliyeti engellenen Çinli şirketlerin, ihracat pazarımız olan Avrupa’ya ve ülkemize daha fazla yöneleceklerini tahmin edebiliriz. Şi’nin ayak sesleri daha yakından gelebilir.

Bu yazıda, Trump’ın attığı adımlardan kısaca bahsederek, olası ABD-Çin Tsunamisine karşı, milyonlarca vatandaşımız için ekmek teknesi olan şirketlerimizin nasıl hazırlanabileceğini tartışacağım.

Geçen iki yüzyılda, geleneksel konumunu yitiren Çin, günümüzde ekonomik olarak güçlenerek küresel adımlar atıyor. Yeni İpek Yolu Projesinin (Kuşak ve Yol Girişimi) altyapı yatırımları ile Afrika ve Güney Amerika üzerinden yayılmaya devam ediyor. Orta Asya’da, Hindistan ve Rusya’nın desteğini bulamayan Çin, şimdi Afganistan ve Pakistan üzerinden alternatif bir yol geliştirmeye çalışıyor. Bu bölgelerde varlık gösteremeyen ABD, bu gelişmeleri tehdit olarak görüyor.

Çin, son dönemde yetiştirdiği doktoralı araştırmacılar ordusu ve aldığı patentlerle bilim ve teknoloji alanlarında da yükselişe geçti. Tüketim ürünlerinden bilgisayarlara ve yapay zekadan uzay araçlarına kadar her alanda iddialı adımlar atıyor.

Geçenlerde, DeepSeek adlı bir yapay zekâ programı ile Çin, borsaları sarsmayı başardı. Gerçi beklendiği şekilde, DeepSeek de TikTok gibi engellerle karşılaştı. Buna rağmen, Çin’in yüksek teknolojide ne kadar güçlü bir oyuncu olduğu görüldü.

Son yıllarda üretim gücünü kaybeden ABD, bilim ve teknoloji alanlarında da Çin’in gerisinde kalmak istemiyor. Trump bu nedenle, Facebook, X, Amazon ve Google gibi dijital dünyanın devleriyle bir tekno-milyarderler kabinesi oluşturuyor.

ABD ile Çin arasında yükselen bu gerginliğin küresel bir tsunamiye dönüşmesi beklenirken, pek çok şirketin etkileneceğini geçmiş deneyimlere dayanarak tahmin edebiliriz. 20. Yüzyılın sonunda başlayan dijital fırtına, güçlü petrol ve otomotiv şirketlerin yerine dijital teknoloji şirketlerini getirmişti. Artık, Volkswagen gibi bir dünya devinin Avrupa’daki fabrikalarını kapatmaya kalması bile, kimseyi şaşırtmıyor.

Şirketlerimizin bu gelişmelere hazırlıklı olabilmesi için kapsamlı sektörel strateji çalışmalarına gerek var. Yerel ekonomik sorunlarla yaşamak zorunda kalan kuruluşların küresel tehditlere karşı durmakta zorlanacaklar. Bu nedenle, özellikle bakanlıklar, TOBB, TİM, İSO ve İTO gibi ilgili kamu ve sektör kuruluşları, ABD ve Çin’in hamlelerini yakından takip ederek şirketlerimize yol göstermeleri ve destek vermeleri gerekiyor.

Bu arada, şirketlerimizin de........

© T24