14 Kasım Dünya Diyabet Günü ve diyabetli çocukların dünyası
Diğer
14 Kasım 2025
Günümüzde Tip 1 diyabetlilerin yaşamını sürdürebilmesi için kullandıkları insülin, köpek pankreasından izole edilerek, serum olarak ilk kez 23 Ocak 1922’de 14 yaşındaki Leonard Thompson’a verildi ve durumu ağır olan hastanın hızla iyileştiği gösterildi. Daha sonra aynı serum, New York valisi Charles Evans Hughes’in kızı Elizabeth Hughes’a verildi. Hughes, daha önce, o zaman bilinen tek tedavi olan, hastanın idrarda şeker görülmeden tolere edebileceği düzeyde düşük karbonhidratlı, düşük kalorili bir diyet ile tedavi ediliyordu ve 34 kilogramdan, 20 kilograma düşmüştü. Hughes, insülin sayesinde kaderi değişen ilk Tip 1 diyabetlilerden biriydi ve 1981’de 73 yaşında hayatını kaybedinceye kadar üç çocuk sahibi oldu ve mutlu bir şekilde yaşadı.
İnsülinin bir ilaç olarak keşfinin gerisindeki isim Kanada'da (Londra, Ontario) bir cerrah olarak çalışan Frederick G. Banting idi. O ve arkadaşları, milyonlarca tip 1 diyabetli ve/veya insülin ihtiyacı olan diyabetlinin kaderini değiştirdi; çünkü insülinin keşfinden önce tip 1 diyabetliler çok kısa bir süre hayatta kalabiliyordu. Banting, “İnsülin, bana değil dünyaya aittir” diyerek insülinin patent haklarını bağışladı ve bütün bunlara izafeten Banting’in doğum günü olan 14 Kasım, 20 Aralık 2006’da Birleşmiş Milletler genel kurul kararı ile diyabet farkındalık günü olarak ilan edildi. Bu yıl 14 Kasım’ın odak noktası 'Diyabet ve İşyeri' olarak belirlendi ve milyonlarca diyabetlinin işyerlerinde her gün etiketlenme, ayrımcılık ve dışlanma gibi zorluklarla karşı karşıya kaldığının gündeme getirilmesi amaçlandı.
Çocuklarda görülen diyabet vakalarının yüzde 95’inden fazlasını Tip 1 diyabet oluşturur ve Tip 1 diyabette insülin salgılayan beta hücreleri zedelendiği için çocuklara insülini ömür boyu dışarıdan ilaç olarak vermek gerekir. Tip 1 diyabet kısa vadede ketoasidoz ve kan şekeri düşüklüğü gibi zorlayıcı tablolara, uzun vadede ise, eğer glukoz kontrolü yetersiz ise retinopati (göz), nefropati (böbrek), nöropati (sinir) ve kardiyovasküler(kalp) hastalıklara neden olur.
İnsülin, kelimenin tam anlamıyla diyabetli çocuklar için kandır, candır; çünkü onsuz yaşayamazlar. Öte yandan ise, gerekenler yapıldığında Tip 1 diyabetli çocuklar sorunsuz ve başarılı bir hayat sürdürebilirler. Tip 1 diyabet bu özelliği ile “cömerttir”, yani atılan her doğru adıma, misliyle karşılık verdiğini söyleyebiliriz. Öte yandan modern teknolojilerin mevcudiyeti göz önüne alındığında bile, insülin ile kan şekeri düzeylerini yönetmek bitmek bilmeyen bir görevdir. Tedavi ve bakım kararları, çok fazla veya çok az insülin, günlük aktiviteler ve gıda alımına bağlı olarak değişen bir hedef olduğu için, hata payı çok az olan aşırı titizlik gerektirir.
Bir çocuk diyabet olduğunda, bütün aile bundan etkilenir. Tip 1 diyabet aniden ortaya çıktığı için önce büyük bir üzüntü, şaşkınlık ve inkâr yaşanır. Daha sonra ise aileler gerekenleri yapmaya odaklanırlar ama üzüntüleri uzun süre geçmez. İlk haftalarda okulda, evde ne yapacaklarını, çocuklarını nasıl besleyeceğini bilemezler, en becerikliler bile Tip 1 diyabetli Deniz Sonsino’nun sözleri ile “sudan çıkmış balığa dönerler.” Korku ve endişeler, etiketlenme........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein