Dirmit’in bitmek bilmeyen hikâyesi
Diğer
T24 Haftalık Yazarı
06 Ekim 2024
2015 yılında SALT Galata’da yönettiğim oyunda yer almakla ilgilenen oyunculardan biri de Hakan Emre Ünal idi ama programlarımız uyuşmadığı için olamadı. Kendisiyle konuştuğumda bir de asistan aradığımdan söz ettim, o da kız arkadaşı Nezaket Erden’in o işi yapabileceğini söyledi. Çalışmaların hemen başlangıcında, Nezaket’i biraz tanıyınca asistanlıkta bırakmamaya ve oyuna dahil etmeye karar verdim ve hem o oyunda hem de iki yıl sonra sahnelediğim başka bir oyunda yer aldı. Emre ve Nezaket o sıralarda Kadir Has Üniversitesi’nde tiyatro yüksek lisansı öğrencileriydi.
Sanıyorum ikinci oyuna başladığımız sıralarda Nezaket bana Sevgili Arsız Ölüm adlı bir romanı bilip bilmediğimi sordu. Bildiğimi söyleyince okulu bitirme projesi olarak Latife Tekin’in bu romanından Emre’yle birlikte tek kişilik bir oyun oluşturmaya çalıştıklarını söyledi ve olduğu kadarını bana göstermek istediler. Nezaket, sözleri anlamakta çok zorlandığım, son derece yankılı ve sıcak bir odada oyunun bir bölümünü oynadı.
İlk elden aklıma iki konu takılmıştı: Birincisi, o dönemde tek kişilik oyun sayısı çok artmıştı ve bunların birçoğu bir roman ya da öyküden derleniyordu. İzleyici bu formattaki oyunlardan sıkılmaya başlamış olabilirdi. İkincisi de, otuz küsur yıl önce yayımlanmış, kırsaldan şehre göçü ve gecekondular dönemini anlatan romanın bunlardan habersiz yeni kuşaklar tarafından nasıl algılanacağıydı. Çünkü, aradan geçen zamanda gecekondular dış semtlere dönüşmüş, şehir içi ulaşım ve internet geliştikçe insanlar arasındaki kültürel farklılaşmalar keskinliğini yitirmişti.
Ancak, oyun oynanmaya başlayınca yavaş yavaş bu kaygılarımın yersiz olduğu ortaya çıktı. 23 Nisan 2017’deki ilk profesyonel gösteriden bu yana oyun birbirinden son derece farklı mekanlarda beş yüzü aşkın kez oynanmış durumda ve izleyici ilgisi hâlâ artarak devam ediyor. Örneğin, 2023-24 sezonunu Harbiye Açık Hava Tiyatrosu’nda 4 bin 500 izleyiciye oynayarak kapattılar. Yani, oyun, moda deyimle, “fenomenleşti” ve kanımca toplumda sosyal medyadaki duygusal övgülerin ötesinde ciddi incelemeleri gerektiren bir konuma yerleşti. Bu yazıyı bir parça o hedefe yönelik yazıyorum.
Latife Tekin’in Sevgili Arsız Ölüm romanı edebiyattaki “Büyülü Gerçekçilik” (Magic(al) Realism) akımının üslubunu anımsatan bir yapıt olarak incelenir. Akım Latin Amerika çıkışlıdır ve öncüleri arasında Gabriel García Márquez (Kolombiya), Jorge Amado (Brezilya), Luis Borges ve Julio Cortazar (Arjantin) ve Isabel Allende (Şili) sayılır.
Bu türden roman ve öykülerin en tipik özelliği gerçeküstü, gerçekleşmesi olanaksız fantastik şeyleri somut, günlük gerçekliğin bir parçası olarak, nesnel bir bakışla ve yalın bir dille anlatmasıdır. Yapıtlarda genellikle yazarın açıklamalarına, yorumlarına rastlanmaz, yazar olup bitenleri art arda rapor eder.
Latife Tekin 1983’te yayımlanan, kendi yaşamından yola çıkarak yazdığı romanında kırsaldan bir kentin çeperlerine göçmek zorunda kalan bir ailenin trajikomik tutunabilme mücadelesini anlatır. “Gerçeklik” kırsalda giderek zorlaşan yaşantının kente göçüldüğünde daha da beter hale gelmesidir. “Büyü” ögesini ise bu insanların kırsalda........
© T24
visit website