menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sosyal medyada doktorlar ve reklamlar (2)

17 32
07.06.2025

Diğer

Konuk Yazar

07 Haziran 2025

Geçen yazıda başa tutturduğumuz cümlenin “tema”sını bir daha hatırlayalım; “doktorların reklam yapması yasaktır.

Kaldığımız yerden devam edersek; Türkiye'de Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi’nin 8. maddesi “Tabiplik ve diş tabipliği mesleklerine ve tedavi müesseselerine, ticari bir veche verilemez. Tabip ve diş tabibi, yapacağı yayınlarda tababet mesleğinin şerefini üstün tutmaya mecbur olup, her ne suretle olursa olsun, yazılarında kendi reklamını yapamaz. Tabip ve diş tabibi, gazetelerde ve diğer nesir vasıtalarında, reklam mahiyetinde teşekkür ilanları yazdıramaz” ve devamında 39. maddede “Tabip ve diş tabibi, meslektaşlarının hastalarını elde etmeye matuf hareket ve teşebbüslerde bulunamaz” diyor. Yani özetle hekimlik mesleğine ve tedavi kurumlarına reklam içerikli ilanlar yayınlamasını kesinlikle mevzuatla yasaklıyor. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı 1219 Sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun ve bu kanunun 40. maddesi ve buna paralel Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi’nin 9. maddesi, hekimlerin ve diş hekimlerinin sadece adlarını, uzmanlık alanlarını, akademik unvanlarını, hasta kabul ettikleri yer ile muayene saatlerini bildiren ilanlar verebileceklerini bunun dışında hiçbir şekilde reklam ve benzeri tanıtım yapamayacaklarını açıkça belirtiyor. Türk Tabipleri Birliği’nin Hekimlik Meslek Etiği Kuralları 11. maddesi, "Hekim, mesleğini uygularken reklam yapamaz, ticari reklamlara araç olamaz, çalışmalarına ticari bir görünüm veremez; insanları yanıltıcı, paniğe düşürücü, yanlış yönlendirici, meslektaşlar arasında haksız rekabete yol açıcı davranışlarda bulunamaz" hükmünü içerir. Yanıltıcı, talep artırıcı ve kendini övücü tanıtım yapmak, kampanya düzenlemek, hasta referanslarını veya hasta öncesi / sonrası görüntülerini reklam amacıyla kullanmak, fiyat bilgisi vermek veya indirim duyuruları yapmak, meslektaşlarını (onlara göre rakiplerini) kötüleyen veya onların yöntemlerinin yanlış olduğunu bilimsel içeriklerden yoksun şekilde yayınlamak ve bilimsel olarak kanıtlanmamış tedavi yöntemlerini tanıtmakla ilgili, yani bunlardan “en az birini” ihlal eden sağlık alanında onlarca reklam çıkarılabilir... Doktorları, dijital dünyadan ayrı tutmak mümkün değil ama onların bu faaliyetlerini düzenlemek mümkündür. Sosyal medyanın yapısal olarak bir kusuru olduğu söylenemez. Ama doktorların sosyal medya paylaşımlarının dernek, tabip odaları ve sağlık müdürlüklerince tıbbi etik ilkeler ve insan sağlığı açısından incelenmesi gerekir.

Sosyal medyanın, sağlık alanında bazen kusurlu kullanıldığına dair geçen yazıda söylediklerime ek olarak, bir de bilime katkılarını hatırlatmaya çalışayım.

Son on, on beş yılda dijital öğrenme eğilimimiz arttı ve bu kovid pandemisiyle daha farklı bir boyuta evrildi. Kovid pandemisi döneminde günlük yaşamın ve geleneksel eğitimin bozulması, hızlı iletişim ve bilgi yayma için dijital çözümlerin önem kazanması, sosyal medyanın kullanımı, insanlara farklı bir pratik tecrübe edindirdi. Bu dönemde, sosyal medyanın imkanlarından yararlanmak için internet bağlantısı ve akıllı bir cihaz olduğu sürece mümkün olabildi. Sosyal medya, insanların her yerden ve her zaman katılımına olanak sağladığından, hastaları ve görüntüleri paylaşanların, benzer mesleği yapanların, aynı platformda ulusal veya uluslararası küresel bir topluluğa evrilmesine imkan verdi. Pandemi döneminde doktorların açıklamaları küresel bir boyut kazandı; gördük, okuduk ve duyduk.

Sosyal medyada konu kümelenmeleri oluşturan büyük başlıklar altında, paylaşımlar ve tartışmalar yaşandı. Tartışma, belirli topluluklarda veya belirtilen bir heşteg (hashtag) altında yapılınca, alanlar daha da spesifikleşti. Örneğin; -takip ettiğim için biliyorum- sosyal medyada kalp ve damar sağlığıyla ilgili çok sayıda topluluk kuruldu. Bilgiye ulaşmak için bu heşteglerin bazı avantajları olsa da zamanla izleyici için bilimsel olanla olmayanı ayırmak daha da zorlaştı. Çünkü aynı heştegi kullananlar, bilimsel olanın yanında “damar açıcı ot karışımı”nı da izlemeye veya okumaya başladılar. Ama yine de pandemi döneminde bilimsel çalışmaların sonuçlarının bu başlıklara akışı devam etti. Kalp damar hastalıklarıyla ilgili bir duyuru, facebook, eski adıyla twitter yeni adıyla X, instagram, tik tok ve telegram gibi platformlarda benzer heşteglerle anında paylaşılabiliyor. Bu platformlar aracılığıyla hem bilimsel ve hem de reklam için hazırlanmış içerikler, aynı çatı altında ve bir arada izlenebilir oldular. Bunlardan bazıları uluslararası düzeyde milyonlarca paylaşım potansiyeline ulaştılar.

Sosyal medya platformları, en büyük sükseyi, kovid salgını döneminde, “ertelenmesi düşünülen kongrelerin gerçekleştirilmesine aracı olarak” yaptılar. Birçok bilimsel........

© T24