menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Otoriterliğin renkleri

21 1
27.03.2025

Diğer

27 Mart 2025

İmamoğlu protestolarından bir döviz (Fotoğraf: Can Öztürk)

Otoriter rejimleri çok geniş bir yelpaze içinde, çok farklı renklerde görebiliriz. Otoriterlik ülkenin koşullarına, iktidarın başvurduğu şiddete göre değişik renkler gösteriyor. AKP’nin 23 yıllık iktidarında otoriterliğin bütün renklerini gördük. Şimdi yelpazenin sonuna gelmiş bulunuyoruz.

Türkiye’nin en büyük kenti İstanbul’un seçilmiş Belediye Başkanı, aynı zamanda Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, hakkında açılan iki soruşturma nedeniyle gözaltına alındı, yolsuzluk suçundan tutuklandı, 35 yıl önce aldığı üniversite diploması iptal edildi. Böylelikle iktidar ve Cumhurbaşkanı Erdoğan bir taşla iki kuş vurmayı tasarlıyor. Bir yandan Cumhurbaşkanlığı seçiminde en tehlikeli gördüğü rakibini tasfiye ediyor, öbür yandan 23 Mart oylamasıyla adaylığı resmileşen İmamoğlu’nun aday olarak konuşmasını önlüyor.

İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla birlikte 31 Mart seçimlerinden sonra uygulanan baskı siyaseti, büsbütün sertleşti. Birçok Belediye çalışanı, yazar, çizer, gazeteci, sanatçı gözaltına alındı, tutuklandı. Muhalif televizyon kanallarına cezalar yağdı.

Bu son gelişmelerle Türkiye’deki demokratiksizleşme süreci, “rekabetçi otoriterlik” olarak tanımlayabileceğimiz rejimden, “tam otoriterlik” rejimi aşamasına girdi.

Rekabetçi otoriter bir rejimde demokrasinin kurumları görünüş olarak mevcuttur. Muhalefetin iktidara gelme olanağı bulunur, ancak bütün kurumların iktidara bağlanmasıyla, iktidar büyük bir üstünlüğe sahiptir. Tam otoriter bir rejimde ise demokratik kanallar kapalı olduğundan muhalefetin rekabet etme ve iktidara gelme olanağı bulunmaz.

Tam otoriter rejimlerde seçimi kazanma şansı olan muhalefet adaylarının seçime girmesi önlenir. İmamoğlu örneğinde olduğu gibi. Türkiye’de ve Rusya’da, tehlikeli rakip olabilecek adaylar yargı eliyle cezaevine konularak seçime katılmaları önleniyor. Seçimlere sadece iktidarın kontrol edebileceği “makbul adaylar” girebiliyor.

Tam otoriter rejimlerde temel hak ve özgürlüklerin hiçbir yasal güvencesi yoktur. Özgür bir basından söz edilemez. Bu rejimlerde gerçek bir muhalefete izin verilmez. Muhalefet ancak iktidarın çizdiği........

© T24