menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İç içe geçmiş konular ve sorunlar yumağında

18 1
25.11.2025

Diğer

25 Kasım 2025

Türkiye ve Suriye karşılıklı olarak birbirinden çok etkileniyor, Suriye'deki gelişmeler Türkiye'deki “sürece” ve iç siyasi hesaplara doğrudan yansıyor.

Meclis Komisyonu heyetinin İmralı’ya gidip Abdullah Öcalan’la görüşmesi ile Mazlum Abdi’nin açıklamaları, Ahmet el-Şara’nın Vaşington ziyareti ile İsrail’in Suriye’nin egemenliğini hiçe sayan hamleleri birbiriyle irtibatlı.

ABD, İsrail, Körfez ülkeleri, Rusya, İran gibi diğer dış faktörlerin de denkleme dahil olmasıyla, Suriye’de zaten çok karmaşık olan meselelerin çözümü daha da güç hale geliyor.

2011 yılında patlak veren Suriye krizi, Esad rejimi döneminde baskıya ve ayrımcılığa maruz kalan Kürtlerin silahlı (YPG/SDG) ve sivil (PYD, Kuzey Doğu Suriye Özerk Yönetimi) örgütlenmelerinin yolunu açtı.

2014'ten sonra ABD’nin eğitip donattığı YPG/SDG İŞİD’e karşı savaştı ama Esad rejimiyle antant sağladı ve birçok konuda işbirliğinde bulundular.

Bu tür politikalarla iç savaş döneminde önemli kazanımlar elde eden Kürt tarafı, artık 2011 öncesine geri dönülemeyeceğini vurgulayarak, Suriye’nin toprak bütünlüğü içinde yaşamaya devam etmek için “demokratik birlik” olarak da adlandırdıkları kavram çerçevesinde başlıca şu taleplerde bulunuyor:

-Suriye’de ademi merkeziyetçi bir yönetim yapısı belirlenmesi.

-SDG/YPG’nin, formasyonunun korunması kaydıyla, Suriye ordusuna entegre edilmesi.

-Bu unsurların ve diğer taleplerinin (Kürtçenin kullanımı, eğitim sistemi vs) anayasada yer alması.

Suriye'nin yanı sıra Orta Doğu ve civarının da yeniden şekillendiği bir dönemde, bu kavramlar sadece Suriye'deki Kürtlere, YPG/SDG’ye mahsus değil.

Kürt partilerinin bu yıl 26 Nisan'da Kamışlı'da düzenledikleri Kürt Ulusal Konferansı ve son olarak 18 Kasım’da Dohuk’ta yapılan Ortadoğu Barış ve Güvenlik Forumu'nda, ayrıca, önde gelen Kürt şahsiyetlerin basına verdikleri mülakatlarda ortaya koydukları görüşler de “demokratik birliktelik, kurucu halklar, otonom yönetim, yeni ve kapsayıcı anayasa” etrafında dönüyor.

Farklı Kürt unsurlar arasındaki ihtilaflı ortam son dönemde yerini Barzani’nin KDP’sinden SDG’ye, DEM Partiden Suriye Kürt Ulusal Konseyi’ne, tüm başlıca Kürt grupların dahil olduğu toplantılara ve temaslara bıraktı.

Terörist başı Abdullah Öcalan’ın “kurucu önder” mertebesine yükseltilerek temel bir siyasi figür haline getirilmesi yoluna girildi. SDG’nin PKK kadrolarından gelen komutanı Mazlum Abdi de takım elbiseyle sahnelere çıkmaya başladı.

Bu gelişmeleri bir bütünün parçaları olarak değerlendirmek gerekir.

Türkiye Suriye'de çok önemli bir aktör, gelişmeleri etkileyebilecek imkanlara sahip ama tek başına yönlendirici ve belirleyici değil.

Türkiye PKK’nın ve Suriye'deki uzantısı olan YPG'nin silah bırakarak sahneden çekilmesini........

© T24