menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Suriye’deki Arap Alevi pogromu üzerine

20 8
10.03.2025

Diğer

Konuk Yazar

10 Mart 2025

Suriye’nin Akdeniz kıyısındaki Lazkiye, Cebele, Baniyas ve Humus’la kıyı şeridi arasında kalan Alevi Dağı’nda Esad ailesinin de çıktığı Kardaha gibi yerleşim yerleri başta olmak üzere çatışmalar çıktı. Bu çatışmaların yeni rejimle bağlantılı selefi çeteler ve doğrudan yeni rejime bağlı güvenlik güçlerince bastırılması sırasında şu ana dek bine ulaşan sayıda ve ezici çoğunluğu Arap Alevisi sivil yurttaş öldürüldü.

Sözkonusu olaylar Suriye’nin geçici devlet başkanı Ahmet Şara’nın Idlip’ten çıkıp oniki günde Şam’dan Esat’ı kovarak rejimi değiştirdiği Aralık ayı ortalarından bu yana karşılaştığı en ciddi sınama. Şara’nın bu imtihanı nasıl vereceği hatta verip veremeyeceği, yeni bir Suriye’nin kurulup kurulamayacağı konusunda önemli bir gösterge olacak.

Derhal bir sonuç çıkarmak, özgüvenli varsayımlarda bulunmak için olaylar henüz çok taze, henüz tam olarak ne yöne evrileceği belli değil ve elimizdeki veriler de yeterli değil. Ancak yaşananların çapına, kayıp sayısına ve yayıldığı alana bakarak bunları küçümsemek de hatalı olur. Aksine, bu olanları “pogrom” olarak nitelendirmek yanlış olmaz.

Sosyal medyadan ahiren paylaştığım kısa değerlendirmede değindiğim üzere olayların yeni güvenlik güçlerinden bir devriyenin Cebele’de pusuya düşürülmesiyle patlak verdiği anlaşılıyor. Eski rejime sadık bazı muharip unsurların bir “cephe gerisi” harekâtı için planlama ve hazırlık yapmış oldukları da görülüyor.

Burada bir tezgâh mı var? Tezgâh varsa Suriye dışı devlet aktörleri işin içinde veya arkasında mı? Eski rejim unsurlarından da cinayetlere karışanlar oldu mu? Bunlar gibi sorulara kesin yanıt veremiyoruz.

Şara’nın ve HTŞ çatısının da özellikle Orta Asya’dan, Kafkasya’dan gelmiş cihatçı muharipler başta olmak üzere silahlı kuvvet üzerinde mutlak hakimiyet kuramadığı açık. İntikam ve yağma gibi ilkel güdüler de adaletten önce geliyor.

Bu kanlı manzara karşısında feveran etmek haklı insancıl tepki olsa da, sonuç alıcı bir siyasal tutum değil. Meselenin bizim açımızdan gelip dayandığı yer sanırım şu: Ahmet Şara gibi bir islâmcı; selefi geçmişine, IŞİD ve El Kaide’yle yol yürüdüğü cihatçı deneyimine rağmen veya bunları aşarak yeni Suriye’nin kurucu önderi olabilir mi? Olabilecekse, onun kuracağı “yeni Suriye” neye benzer, bu devletten hayır gelir mi?

Bir kere elde mevcuttan başka seçenek olmadığı baştan teslim edilmeli. Herhalde izahtan vareste olması gerekecek diğer veri de bu tür iç çatışmaların........

© T24