menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Küresel önemi olan Türkiye'nin yeri, Erdoğan'ın liderliği değil

20 6
23.05.2025

Diğer

23 Mayıs 2025

Türkiye Doğu-Batı sığınmacı hattının üzerinde Avrupa Birliği (AB) “surlarının” doğu kapısını tutuyor.

NATO üyesi Türkiye’nin kuzeyinde Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle başlayan savaş sürüyor.

Güneyinde İsrail’in Gazze’yi işgali, toptan yıkımı ve kırımı devam ediyor.

Türkiye’nin yine güney komşuları Suriye ve Irak’ta IŞİD ortaya çıktı ve yok edildi; yeniden hortlamaması önemli.

Suriye’de altı ay önce yarım yüzyıllık Esad hanedanının Baas diktatörlük rejimini devirdiğinde terörist olan Ahmet El Şara bugün devlet başkanı sıfatıyla Trump, Macron gibi liderler tarafından resmi muhatap kabul ediliyor ve Suriye’ye yönelik yaptırımlar kalkıyor.

Kırılgan da olsa nihayet güç belâ bir istikrar sağlanan Irak dünyanın önde gelen ham petrol ihracatçılarından.

Güneydoğusunda İran’ın Ortadoğu’daki kolları İsrail eliyle kesildi, ABD ve AB ile nükleer görüşmeler sürüyor.

Doğusunda Azerbaycan İsrail’in güvenilir müttefiki olarak öne çıkıyor, Ermenistan’la sorunlarını zor kullanarak da olsa çözdü, Batı için iki sorun odağı Rusya ile İran arasında bir denge odağına dönüştü.

Buna karşılık Erdoğan ancak zoraki hallerde kerhen işbirliği yapılan bir lider konumuna epeydir indirgenmiş vaziyette. Bu durumla, görüşü yahut arabuluculuğu aranan bir lider olmak arasında apaçık bir fark var.

Erdoğan aklın gereği yapması gerekenleri, atması gereken adımları ancak sıkıyı görünce, köşeye sıkışınca yapan ve atan bir lider haline geldi.

Örneğin, içeride geniş kitlelere hamasi söylemlerle “doktrin” olarak anlatılan “Mavi Vatan” sloganının altını dolduramadı ve çıkan ağır stratejik maliyeti görünce tornistan etti.

Libya’da geçici hükümetle imzalanan deniz yetki alanı anlaşmasını kendi dahil ağzına alan artık yok. Kiralanması gerekirken satın alınan araştırma gemileri artık ya rıhtıma bağlı ya Karadeniz’de geziyor.

Kıbrıs’ta işi doğrudan GKRY liderini muhatap almaya dek vardırdı.

Yunanistan’la diyalog yolu öncelenerek belki doğru yapılıyor, ancak daha dün “bir gece ansızın…” diye başlayan cümleler kuranın Erdoğan olduğunu hiç kimse unutmadı.

AB içinden Erdoğan’ın dalga boyunun uyuştuğu Orban türü otokratik eğilimli liderlerin aynı zamanda en katı İslâm ve yabancı düşmanları olduğunu ve bunun bir çelişki teşkil ettiğini herkes görüyor.

Sokaktaki insan, şayet Erdoğan “küresel” bir liderse, neden küresel kaynaklardan yatırım çekmekte ve küresel piyasa faizleriyle kredi bulmakta bu denli zorlanıyor diye soruyor.

Erdoğan çeyrek yüzyıla varan yöneticilik birikimine karşın bir türlü “İslâm âlemi” diye tümleşik bir devletler topluluğunun var olmadığını idrak etmekte de zorlanıyor.

Dolayısıyla, bazen “küresel liderlik” yerine kullanılan “ümmetin liderliği” iddiası da, giderek konsolide........

© T24