Diğer

31 Ekim 2025

Sanıyorum 2006’daydı. Ali Sami Yen’deki bir Galatasaray maçı öncesi Şişli’de Cumhuriyet Gazetesi’ne gidip eski dostlarımı görmek istemiştim. Sohbet muhabbet derken o zamanlar faal hakemlik görevi yapan Süleyman Abay, beni Şişli’deki bir alışveriş merkezine kahve içmeye davet etti. Gazeteden çıkıp kaldırımdan yürürüken, Süleyman aniden yanımdan ayrıldı karşı kaldırıma geçti ve mezarlık duvarının yanında yürümeye başladı. Ben de yanında gittim ve neden karşı kaldırıma geçtiğini sordum. “Gazetenin yanında iddia bayii var. Birisi önünden yürürken fototgrafımı çeker. Kariyerim biter” dedi. Aynı Süleyman’ın hakemlik kariyeri sadece Trabzon’da maç yönettiği için bitti. O ve arkadaşları şimdi İnsan Hakları Mehkemesi’nde haklarını arıyorlar. (Bu başka bir yazı konusu ve TFF ile hukuk yoluyla savaşıyorlar)

19 yıl sonra hiçbir şey değişmemiş. Türkiye’de “Sporların Kralı Futbolun”, en zayıf halkası “Hakem camiası’yine töhmet altında. Çünkü onların bir taraftar grubu ya da kendilerini savunacak bir mecraları yok. Eleştirmiyor muyuz, hem de acımadan. Ama saha içinde. Yanlış yapan varsa lafımızı esirgemeden hem de..

Hakem konusunu destikçe yeni skandallar öğreniyorsunuz. Tüm bu süreç asıl mesleği polislik olan bir hakemin, kendisine teklif edilen özel hayatı kurcalama işini kabul etmemesiyle başlıyor. Oradan aynı hakemin sınav kağıdının değiştirilmesine yani evrakta sahteciliğe kadar gidiyor ve bu dosyanın içinde bahisle ilgili suçlamalar da bulunuyor. Başka örnek MHK’de çok önemli görevdeki hakemin kumarhanede çekilmiş fotoğraflarının basına sızması ve aynı ismin çalışmaya devam etmesi mesela.. Durumu hala tartışılan MHK........

© T24