Nizami dövüş
Diğer
11 Nisan 2025
İktidar, icraatıyla bu ülkede yaşayan insanların çoğunluğunun keyfini kaçırdı, ayağına basılmadık kimse bırakmadı. Ancak, yanlış politikalarıyla bunu yapar, sonra da kendi yanlışlarının üstünü örtmek için şiddete başvururken ölçüyü iyice kaçırdı. Ölçüyü kaçırmamak gibi bir amacı zaten yoktu, ama böyle davranmanın topluma mutluluk kazandıracağı iddiası vardı. Bu iddia tutmadı, kazanan bir kişiye karşılık on kişiyi, yüz kişiyi bedbaht ederek yürüdü. Böylece, toplumu yönetme üslubuyla kendine karşı ciddi bir muhalefetin oluşmasına bizzat kendisi katkıda bulundu. AKP’ye başından beri muhalefet edenler bir yana, şimdiye kadar AKP’ye oy vermiş olan kesimde de “bin pişman” olanlar da az değil; yani AKP’nin kazanageldiği destek eriyor.
AKP kendisi de tabii bunun böyle olduğunun farkında. Durumu o da görüyor ama süreci tersine döndürecek bir şey yapamıyor. “Bir şey yapamıyor” mu? Yok, yapıyor. Şiddete başvuruyor. Yasa dışı bir şiddete, yalnız “yasa” dışı değil, gitgide “mantık” dışı olan bir şiddete başvuruyor. Ama bu çırpınışları başlattığı süreci durdurmuyor. Durdurmadığı gibi, ters tepiyor da. Politik mücadelenin dozunu iyice yükseltti; savaşa çevirdi. Savaşın bile kuralları, ölçüleri vardır. AKP kendini bunlarla da kayıtlı saymıyor. “Ben iktidarım, yaparım” diyerek bildiğini okuyor. Dolayısıyla politik mücadelenin “nizami” olanını da reddetmiş durumda. Bundan böyle “cangıl hukuku” geçerli.
Ekrem İmamoğlu olayı bu “çığırından çıkma” fenomeninin önde gelen örneği. İstanbul Belediye........
© T24
