menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Bizim iyiliğimiz için yapılan kötülükler

63 16
22.08.2024

Diğer

22 Ağustos 2024

Epeydir, ellerimizle avladığımız hayvanları dişlerimizle parçalayıp yemiyoruz.

Hormonlarımızın sesini dinleyip canımız istediği anda canımızın istediği kişiyle uluorta sevişmiyoruz.

Engelli doğan çocuklarımızı "Bu nasıl olsa yaşamaz" diyerek ölüme terk etmiyoruz.

Şimşekler çaktığında, hortumlar çıktığında, yer yarıldığında, sular taştığında, yanardağlar patladığında başımıza gelenin nasıl bir doğa olayı olduğunu iyi kötü biliyor, "Tanrılar çıldırdı" diyerek korkudan yerlere göklere tapınmıyoruz.

Yani doğamızda var olan "hayvana"a yakın yığınla güdüyü dizginlemeyi, bilincimizle bilgimizi eşleştirip somut ve soyut kavramlar geliştirmeyi, doğru ve yanlış, iyi ve kötü, güzel ve çirkin gibi olumlu ve olumsuz değerler üzerinden bir ahlak belirlemeyi denemeye başlayalı binlerce yıl oldu.

Ama hâlâ arkaik kültüre ait şiddeti, bir sorun çözme yöntemi olarak kullanmayı iştahla sürdürüyoruz.

Düşünerek, konuşarak ve tartışarak mantık çerçevesinde halletmek için ısrar edilebilecek yığınla meseleyi şiddete başvurarak çözümsüz hale getirmek kadim bir insanlık geleneği.

Evdeki babadan, devletteki babaya kadar her türlü otoritenin elinden düşmeyen şiddet kılıcını meşrulaştıran ve sıradanlaştıran insanın en büyük çıkmazı "şiddetsiz" bir dünyayı hayal edemeyecek kadar aklını yitirmiş olması.

Sözlü ya da fiziksel şiddete başvurmadan hakkımızı savunamayacağımızdan eminiz. İhtiyaçlarımızı karşılamak ya da elimizdekileri tutmak için hayatı irili ufaklı şiddet kalkanlarıyla çevreliyoruz.

O yüzden çocuk annenin, anne babanın, baba devletin şiddetinden korkuyor.

Annenin çocuğunu beslerken "Bunu yemezsen büyüyemezsin" demesinin bile şiddet içeren bir tehdit cümlesi olduğunu ne kendisi ne de toplum zinhar fark etmiyor.

Babanın evdeki kadını, bir insan olarak görmeyip önce anne olarak kutsarken onun varlığı üzerinde nasıl bir şiddet uyguladığı kayıtlara geçmiyor.

Çocuğun rasyonel akla değil de içinde bulunduğu toplumun inançlarına, geleneklerine, göreneklerine göre eğitilmesi bile ona uygulanan korkunç bir şiddet ve bunu dile getirmek büyük bir cüret gerektiriyor.

Toplumun bireyden standart başarı beklentisi külliyen şiddet içeriyor.

Silahlandıkça silahlanan ve dünya savaşlarını numaralandıra........

© T24


Get it on Google Play