menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Savcılar, hâkimlerin amiri olmuş!

232 28
20.02.2025

Diğer

20 Şubat 2025

Ayşe Barım

Türkiye’de bağımsız yargının tabutuna son çivi çakılalı hayli zaman oldu. Onun için Adliye’de yaşananlara artık hiç şaşırmıyoruz.

Ama homo sapiens tuhaf bir canlı türü. Her sabah uyandığında dünyanın yeniden kurulabileceğini zannediyor ama bunun gerçek olmadığını öğrenmek için öğlene kadar beklemesi de gerekmiyor.

Geçen gün “artistleri Gezi Parkı’na göndererek hükümeti devirmeye teşebbüs ettiği” iddiasıyla tutuklanan Ayşe Barım’ın avukatları, tutukluluk kararına itiraz haklarını kullandılar.

Sulh Ceza Hâkimi'nin verdiği tutuklama kararına itiraz Asliye Ceza Mahkemesi’ne yapılıyor.

İtirazı değerlendiren Asliye Ceza Hâkimi “şüpheliye yüklenen suçun vasıf ve mahiyeti, lehine olan tanık beyanları, aleyhine olan telefon konuşma kayıtları ve tüm deliller kapsamında suçun değişme ihtimali bulunduğu ve bu durumda ise tutukluluk kararının ölçülü olmayacağı” gerekçesiyle tahliye kararı verdi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Barım’ın tahliyesi gerçekleşmeden bir üst mahkeme olan Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz etti, mahkeme de tutuklamanın devamına karar verdi.

Bir yargıç tutuklama kararı veriyor, diğeri bunu uygun bulmuyor, öteki tekrar tutuklamaya karar veriyor.

Dışardan bakınca kanunlara uygun bir hukuki süreç gibi görünüyor. Ancak, yürürlükteki Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nun mimarlarından Prof. Dr. Adem Sözüer, öyle düşünmüyor. Sözüer, avukat Hüseyin Ersöz'ün "CMK uyarınca verilen tahliye kararı kesin olmasına rağmen hangi kanuni düzenlemeye dayanılarak itiraz edildiğini ve nasıl tekrar tutuklama kararı verilebildiğini" sorgulayan görüşünü paylaşarak........

© T24