menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Kırmızı çizgi” meselesi!

204 14
26.03.2025

Diğer

26 Mart 2025

İstanbul Valisi Davut Gül, “Cumhurbaşkanımız kırmızı çizgimizdir” dedi.

Böyle konuşmasının nedeni bazı kişilerin protesto gösterisi sırasında Erdoğan ailesine topluca küfretmeleri.

Stadyumlardaki toplu, tempolu küfürlerin “tezahürat” zannedildiği bir ülkede bazı kişilerin küfrederek siyasi gösteri yaptıklarını zannetmelerine şaşırmadım. Maalesef bu önemli bir toplumsal sorun.

Cumhurbaşkanı da çocuğu öldürülmüş bir anneyi miting meydanında toplanmış partililerine yuhalatırken bu toplumsal sorundan mustaripti.

En çok gülünen komedi filmlerinde, standup gösterilerinde de bildiğin sokak küfürlerinden geçilmediğini hatırlayalım.

Küfretmeden, hakaret etmeden siyaset de yapılamıyor, maç da izlenemiyor, komedi filmi bile çekilemiyor.

Ata Demirer’in filmlerini de bu yüzden daha çok seviyorum zaten. Bana küfretmenin, argo konuşmanın ayıp sayıldığı eski Türkiye’yi hatırlatıyor.

Cumhurbaşkanı olsa da olmasa da kimseye küretmemek gerekir.

Öte yandan Vali Bey’in kırmızı çizgisinin Cumhurbaşkanı olması da ilginç tabii.

Bir kamu yöneticisinin kırmızı çizgisi Anayasa, kanunlar, yönetmelikler ve toplumda genel kabul gören ahlak kuralları olmalıdır. Şahıslar değil. O şahıs Cumhurbaşkanı olsa bile.

Öte yandan AKP iktidarında o kadar çok “kırmızı çizgi” tarifi dinledik ki bir süre sonra o çizgileri kendileri bile unuttular.

Cumhurbaşkanı da böyle bir “kırmızı çizgi” durumuna düşmemiştir diye umuyorum.

Geçen gün Instagram’da bir video izledim.

Saraçhane’deki miting dağılmış, tek başına genç bir kadın metroya ya da otobüse doğru yürüyor. Derken polis üniformalı bir yaratık, genç kadına elindeki copla vuruyor. Ortada polisin zor kullanmasını gerektiren herhangi bir durum yokken!

Normal zamanda, bu hareketi sivil giysileri içindeyken yapsa o sopayı elinden alıp burnuna sokarlar ama polis elbisesi giymiş diye dokunan........

© T24