Ukrayna'yı satan Trump Türkiye'yi de satar mı?
Diğer
09 Mart 2025
Beyaz Saray'daki basın toplantısında Ukrayna Başkanı Zelensky'yi bağıra çağıra fırçalayan, aşağılayan, savunma garantisi vermeden ülkesinin nadir madenlerine el koymaya kalkışan ve saldırgan Putin'in koşullarını kabul edip hemen ateşkes yapması için bastıran portakal saçlı ve fondötenli reisin günün birinde bizi de satmayacağının hiçbir garantisi yoktur.
Avrupalılar ve aklı başında Amerikalılar ülkesinin Sovyetler Birliği sınırlarına yeniden kavuşacağını söyleyen ve muhaliflerinin çay içtikten sonra eceliyle ölüverdiği otokrat Putin'in yerine Rus işgalcilere karşı üç yıldır kahramanca direnen Batı taraftarı Zelensky'ye diktatör damgasını vuran Trump'ı ve yardımcısı Vance'i dehşetle izliyorlar.
Kendi bindiği dalı kesen, kendi devletini özelleştirme peşindeki dünyanın en zengin adamına parçalattıran, kovduğu binlerce devlet memuruna eşyalarını toplamaları için 15 dakika veren, sağlık bakanlığını dünyanın en büyük aşı karşıtına, savunma bakanlığını sıfır deneyimli alkol bağımlısı bir televizyon sunucusuna, sınır bekçiliğini göçmenlerin çocuklarının ebeveynlerinden alınmalarını savunan birine veren Trump'ı Putin, Xi ve Amerika'nın diğer düşmanları çok seviyor.
Trump ve Vance Zelensky'yi gaddarca fırçalarken Başkanın ofisine onun Meksika Körfezinin adını Amerika Körfezi olarak değiştirmesini kabul etmeyen Associated Press muhabiri değil, Rus Haber Ajansı alınmıştı.
Bernie Sanders gibi hala ayakta kalabilmiş birkaç demokrat ve Avrupalı liderler ülkesinin bağımsızlığını korumak için Rus emperyalizmine karşı kahramanca savaşan Zelensky yerine Avrupa'da 80 yıldan bu yana en kanlı savaşı başlatan diktatör Putin'i destekleyen Trump rejimini eleştirdi.
Ancak kendi içine kapanmayı tercih eden ve sağcı sosyal mühendis troller tarafından beyni yıkanmış Amerikan kamuoyu Ukrayna'nın ipini çekmeye ve Putin'e gümüş bir tepsi üzerinde sunmaya hazır gibi gözüküyor.
Umarım Avrupalılar ya da aklı başında büyükler araya girer de kısıtlı kaynaklarla ülkelerini kahramanca savunan Ukrayna'nın mümkünse toprak bütünlüğü, en azından bağımsızlığı korunabilir. Umarım Türkiye de elinden geleni yapar. Komşuda pişer, bize de düşer. Olası gelecek hem özgürlük ve refahı hem de fakirliği ve Rusya'nın uydu devleti olmayı içeren geniş bir spektrumu içermektedir.
Donald Trump'ın başkanlık döneminde ve sonrasında dış politikadaki tutumu birçok ülke için belirsizlik ve kaygı yarattı. Trump "Önce Amerika" doktrini çerçevesinde geleneksel müttefiklerine karşı bile pragmatik ve hatta kimi zaman çıkarcı bir yaklaşım benimsedi. Ukrayna savaşında ABD’nin geleneksel güvenlik politikalarından farklı bir yol izleyerek Kiev’e sağlanan desteğin gereksiz olduğunu savundu ve 2022’de başlayan Rusya saldırısı sonrası bile Ukrayna’nın yardım almasına isteksiz yaklaştı.
Tüccar kafalı Trump ABD’nin müttefiklerine yönelik finansal ve askeri desteğini sorgulayan bir lider oldu. Başkanlık döneminde Ukrayna’ya sağlanacak askeri yardımı geciktirdiği biliniyor. Ayrıca FBI kanıtlarına rağmen Putin'in 2020 ABD seçimlerine müdahale etmediği iddiasına hemen inanması ve Rusya’ya karşı yeterince sert bir tavır almaması Kremlin’in dış politikadaki cesaretini artırdı.
Trump ilk başkanlık döneminde Ukrayna'ya askeri yardım sağlanmasını Biden ailesiyle ilgili soruşturma açılması şartına bağladı ve bu nedenle birinci görevden azledilme sürecine girdi. Başkanlıktan ayrıldıktan sonra ise Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısına karşı Batı'nın verdiği desteği sık sık eleştirdi ve Ukrayna'nın kaderi konusunda kayıtsız bir tutum sergiledi. NATO müttefiklerini de Ukrayna'ya destek konusunda yetersiz katkıda bulunmakla suçladı ve ABD’nin sorumluluğunu azaltmaya çalıştı.
Ben bu satırları yazarken Trump Ukrayna'ya yapılan tüm askeri yardımları ve silah gönderilerini sona erdirdi ve hatta Polonya'ya transit olarak gönderilen silah ve mühimmatın durdurulmasını emretti. Kıt kaynaklarını tüketmek üzere olan Rusya erken bir Noel hediyesi aldı.
Beyaz Saray'da yardımcısı Vance ve yandaş gazetecilerle gariban Zelensky'ye ağzını açtırmadan saldıran ve diplomasi derslerinde asla yapılmaması gerekenler bölümünde gösterilecek olan bu tiyatroyu Trump'ın niçin sergilediği konusunda biraz ahkam kesmek isterim.
Trump her şeyden önce egosunu devamlı şekilde tatmin etmek ve kendisini başkalarına göstermek isteyen, kendisine aşık tipik bir narsisttir. Genel nüfusun yüzde 5-6'sını teşkil eden diğerleri gibi çıkarcı, kibirli, sadece kendisini seven, eleştiriye kapalı, hata yapabileceğini düşünmediği için özür dilemesini bilmeyen, tüm kabahatlerin başkalarına ait olduğuna inanan, yalnızca övgü ve iltifata açık biridir.
Narsisizm hakkında biraz daha bilgi edinmek isteyenlere Narsistler içimizde yazımı hararetle tavsiye ederim.
Onun iş adamlığının yanında herkese "Kovuldun!" diye bağırdığı "Çırak" adlı uzun süren bir televizyon artistliği geçmişi vardır. Trump'ın artistliği peruğundan, fondöteninden ve kendisine marka yaptığı uzun kravatından bellidir. Televizyon ekranlarında ve Time gibi dergilerin kapağında çıkmaya bağımlılığı vardır ve bir gün Nobel barış ödülünü kazanacağına cidden inanmaktadır.
Kendisinden küçük gördüklerine, özellikle kadınlara bağırıp hakaret etmesiyle bilinir. Cumhuriyetçi Partinin aday seçimi yarışmalarının yapıldığı sırada yanındaki HP'nin başarılı kadın CEO'su Fiorina'yı gösterip "bu suratla kim sana oy verir" dediği bilinir. Kısa boylu kahraman Zelensky de ayrımcılıktan nasibini almıştır.
O yüz kızartıcı basın toplantısını izleyenler Zelensky'nin İngilizcesinin anadili İngilizce olan o laf ebesi avukatlarla ve iş adamlarıyla başa çıkacak seviyede olmadığını gözlemlediler.
Bu işlerden anlayan biri olarak elimde yeterli veri olmamakla beraber Zelensky'nin İngilizcesine verdiğim not 5 üzerinden 3'tür. 5'i ancak iyi eğitimli ve anadili İngilizce olanlar alırlar. Şivelerinin de yerel olması gerekir. Örneğin İngilizcesi süper olan Kissinger Alman şivesi nedeniyle 4 almıştır. Üç de iyi bir seviyedir ve........
© T24
