Fransızca şarkılar
Diğer
T24 Haftalık Yazarı
11 Ağustos 2024
Bilmem aranızda orta dalga İstanbul radyosunu hatırlayanınız var mıdır? Ağır ol da molla desinler bilincinde olan bir spiker, "Sayın dinleyiciler, şimdi Fransızca şansonlar dinleyeceksiniz" diye tok bir sesle anons yapardı ve ardından unutulmaz sanatçı Edith Piaf "Non, je ne regrette rien" (hayır, hiçbir şeyden pişman değilim) diye şakımaya başlardı. Acaba kaldırım serçesi ne haltlar yemiş de pişman değil diye düşündüğümü hatırlıyorum.
Diğer milletlerin bizim kadar asık suratlı olmadıklarının, kendilerini fazla ciddiye almadıklarının, üstelik kendileriyle dalga geçmesini bildiklerinin farkına ilk kez 1966'da rahmetli şehit hariciyeci arkadaşım Oktar Cirit’le beraber gittiğimiz İngiltere'de varmıştım. Sonraları daha yakından tanıdığım Amerikan milletinin ne kadar sulu olduğunu sevgili okuyucular da bilir.
Bir gün BBC televizyonunda spiker kafasında bir Romalı tolgasıyla haberleri okumaya başladı. "Niçin bu ilginç başlığı taktığımı merak ediyorsanız bugün Romalıların İngiltere'yi işgalinin 1923. Yıldönümü" diye konuştu. Sonra diğer sunucular gülüşmeye başladı. Ben aziz milletimin bir spikerinin kafasında bir Yunan serpuşuyla haberleri sunacağını düşünemiyorum.
Bugün sizlere hem o günlerden hatırladığım hem de sonradan dinleyip sevdiğim 10 Fransızca şarkıyı sunmak istiyorum. Fransızlar hayattan zevk almasını bilen, ama çok da acı çekmiş, acı vermiş ve bunu her türlü sanat dalına kendilerine özgü zevkli bir tarzda yansıtmış bir millettir. Süper Fransız yemekleri ve şarapları da bu işin bir garnitürüdür.
Edith Piaf (Marion Cotillard): Non, je ne regrette rien
Kaldırım Serçesi lakaplı ünlü sanatçının annesi yarı İtalyan, yarı Fas asıllıydı. Babası da sokaklarda gösteri yapan bir cambazdı. Küçük yaşta bakılması için bir geneleve gönderildi. Sonra 14 yaşında Fransız ulusal marşı La Marseillaise'i söyleyerek sokak şarkıcılığına başladı ve inanılmaz bir ün kazandı.
Edith Piaf 1963'te hayatını kaybetti. Katolik kilisesi sürdüğü hayat nedeniyle cenaze törenini yapmayı reddetti. Hayranlarının düzenlediği mezarlıkta hazır bulunanların sayısının yüzbinleri bulduğu söylenir. Charles Aznavour Edith Piaf'ın cenaze törenini "İkinci Dünya Savaşı sona erdiğinden beri tüm Paris'in trafiğini tamamen kilitleyen başka bir olay yoktur" diye anlattı.
Non, je ne regrette rien (Hayır, hiçbir şeyden pişman değilim) 1956'da Michel Vaucaire tarafından yazıldı ve Charles Dumont tarafından bestelendi. Dumont ve Vaucaire 1960'ta Piaf'ı evinde ziyaret ettikleri zaman sanatçı onları çok soğuk karşıladı ve bir saat bekletti, çünkü bu buluşmayı hizmetçisi ondan habersiz ayarlamıştı. Ancak Piaf şarkıyı duyar duymaz bayıldı, "bu beklediğim şarkı, en büyük başarım olacak" tepkisini verdi.
Piaf şarkısını o sıralar Cezayir savaşında çatışma içinde olan Yabancı Lejyona adadı. Charles de Gaulle'e karşı başarısız bir darbe girişimini destekleyen isyancıların direnişleri kırıldığında subayların dışında affedilen astsubaylar ve erler kışlalarından bu şarkıyı söyleyerek uygun adım ayrıldılar.
Hayır, hiçbir şeyden pişman değilim
Hayır hiçbir şeyden pişman değilim
Ne bana yapılan iyilik
Ne de kötülük umurumda
Hiçbir şey umurumda değil
Hayır hiçbir şeyden pişman değilim
Ödenir, süpürülür, unutulur Geçmiş umurumda değil
Anılarımla yangını ben başlattım
Üzüntülerim, sevinçlerim
Artık onlara ihtiyacım yok
Aşkları silip süpürdü
Titreşimleriyle sonsuza dek süpürüldü
Kendimi sıfırlıyorum
Hayır hiçbir şeyden pişman değilim
Çünkü benim hayatım
Çünkü sevinçlerim
Bugün seninle başlıyor
Charles Aznavour olarak bilinen Şahnur Vağenag Aznavuryan Ermeni kökenli bir ailenin çocuğu olarak Paris'te dünyaya geldi. Gürcistan kökenli babası bir şarkıcı, Adapazarı kökenli annesi bir oyuncuydu. Paris'te bir lokantaları vardı.
Küçük yaşta tiyatrolardaki oyunlarda rol alıp şarkı söyleyen sanatçı dokuz yaşında okulu bıraktı. Alman işgali sırasında Yahudileri koruyan ve saklayan, direniş örgütleriyle iş birliği yapan Charles ve ablası Aida bu çabaları nedeniyle Raoul Wallenberg ödülüne layık görüldüler.
Aznavour gençliğinde ünlü Edith Piaf'ın önce şoförlüğünü, sonra sekreterliğini ve asistanlığını yaptı, ancak Kaldırım Serçesi ona hiçbir zaman bir sanatçı gözüyle bakmadı. Aznavour çok iyi bir söz yazarıydı ama esas tutkusu şarkı söylemekti. Başlangıçta bu amaçla çıktığı sahnelerden her seferinde ıslıklanarak inmek zorunda kaldı. Çelimsiz fiziği, kısa boyu ve titrek sesi halk arasında onu aşağılayan takma isimlerle anılmasına neden oldu. Ayrıca yaşlılık, ölüm ve yalnızlık gibi iç karartıcı konuları işleyen şarkılar söyleyen boğuk sesli küçük adam seyircileri fazla cezbetmiyordu.
Charles Aznavour'un "Fransa'nın Frank Sinatra'sı" olma yolculuğu oldukça uzun sürdü ve 1960 ve 1965 yılları arasında peş peşe çıkardığı Les Comediens, La Boheme ve Et Pourtant gibi süper şarkılar sayesinde ün kazandı. Yıllarca hor görülen bu ufak tefek Ermeni 1963'te New York'taki Carnegie Hall'da sahne alarak uluslararası şöhretini perçinledi.
Aznavour sahnede bambaşka bir kimliğe bürünüyor, La bohème’de elinde ünlü beyaz mendili ve hayalî fırçasıyla modelini resmeden beş parasız bir ressama, "Mon émouvant amour’da" sevgilisiyle işaret diliyle anlaşmaya çalışan umutsuz bir aşığa dönüşüyordu.
La Boheme'i söz yazarı Jacques Plante ve Charles Aznavour beraber yazdı. Şarkı Aznavour'un en bilinen şarkısı olmasının dışında temel Fransız şansonlarından biri olarak kabul edilir.
Monmartre'daki gençlik yıllarını hatırlayan bir ressam sanat hayatını ve aç ama mutlu olduğu yılları hatırlar. Aznavour'a göre bu şarkı bohem Monmartre'ın son günlerine bir veda niteliğindedir.
Bohem
Yirmi yaşın altında olduğum bir zamandan bahsediyorum.
Bilemiyorum
O günlerde Montmartre, bu leylakları asardı
Pencerelerimizin altına bile
Ve bize yuva olarak hizmet eden mütevazi atölye
Pek bir şeye benzemiyordu
İşte orada tanıştık, karnı açlıktan guruldayan ben
Ve sen çıplak poz verirdin
Bohem, bohem
Bu, mutlu olduğumuz anlamına geliyordu
Sadece iki günde bir yemek yerdik
Yakındaki kafelerde birkaç kişiydik
Kimi zafer bekliyordu
Ve sefil olmamıza rağmen, boş bir mideyle
Buna inanmaktan kendimizi alamazdık
Ve biraz bistro, iyi bir sıcak yemek........
© T24
visit website