Creedence Clearwater Revival (CCR)
Diğer
14 Eylül 2025
Bugün yine siyasetten sıkılıp bir müzik yazısı yazmaya karar verdim. Amacım her zaman olduğu gibi yeni nesil müzikseverlere geçmişin iyi müziklerini tanıtmak ve eski nesil müzikseverlerin imanlarını tazelemek.
Biraz önce bir Rus müzikseverin yazdıklarını okuyordum. Çocukluğunun ve gençliğinin Sovyetler Birliği zamanında geçtiğini ve o zamanlar ülkesinde Creedence Clearwater Revival grubunun Beatles'lardan daha popüler olduğunu paylaşıyordu. Kültürel emperyalizmi önlemek amacıyla plak ithali yasaklandığı için kaçak plakları yeraltında karanlık tiplerden pahalıya almak zorunda kalıyorlarmış.
İlginçtir ki ben de gençliğimde ülkemizde benzer deneyimler yaşamıştım. 1960'larda ve 70'lerde yabancı plak ithali kültürel emperyalizm nedeniyle değil, tüm ithalatı kısıtlayan ve yerli üreticileri kayıran ithal ikamesi politikası yüzünden yasaklanmıştı. Bu yüzden üç günde biten Kivi pillerine ve soluk kapaklı, takılan ve atlayan kötü kalite plaklara katlanmak zorundaydık.
Sevgili rahmetli Mülkiyeli ev arkadaşım Oktay Aktamur'la Beyazıt'ta Sovyetler Birliğine benzeyen karanlık bir yerden neredeyse bir servet ödeyip beş kaçak orijinal LP aldığımı ve satıcının sanki narkotik satıyormuş gibi etrafı endişeli bakışlarla süzdüğünü hatırlıyorum. Aldığım plaklardan biri CCR'ın Cosmo's Factory uzunçalarıydı.
Biraz önce telefonumda bir düğmeye bastım, aynı plak Sonos müzik sistemimde anında gümbür gümbür çalmaya başladı. Meğer gençliğimizde iyi müzik dinlemek için neler çekermişiz.
Tabii hayatın zor olduğu o yokluk günlerinde her şeyden daha fazla keyif alırdık.
Müzik tarihinde hem döneminin ruhunu yakalamış hem de seslerini zamanın ötesine taşıyabilmiş olan çok az grup vardır. Creedence Clearwater Revival bunlardan biridir. 1960'ların sonu ve 1970'lerin başında dünyanın sosyal ve politik çalkantılar geçirdiği bir dönemde San Francisco körfezinden çıkan bu dörtlü Amerikan müziğinin en özgün ve kalıcı seslerinden birini yarattı.
Kaliforniya'lı dört genç beyaz müzisyen kendilerini çok uzaktaki Louisiana bataklıklarının ve Mississippi Deltası'nın özgün sesine öyle bir adamışlardı ki tüm dinleyenler onları oralı zannederdi.
John ve Tom Fogerty, Stu Cook ve Doug Clifford'dan oluşan grup rock n' roll, blues ve country stillerini harmanladılar ve ortaya Bataklık Rock denen yepyeni ve köklü bir tür çıkardılar.
CCR sadece müzik yapmadı, bir dönemin sesi oldu. Vietnam Savaşı'na karşı yükselen güçlü bir protestoydu. Şarkıları umudu, öfkeyi, sıradan insanın hikayesini ve Amerikan rüyasının kırılganlığını anlatıyordu.
Amerikan rüyası çoğu zaman beyaz perdede, reklamlarda ya da başkanların konuşmalarında gösterildiği kadar parlak değildi. 1960’ların sonunda Vietnam Savaşı gençleri cephelerde öldürürken sokaklarda protesto sesleri yükseliyordu. İşte tam o dönemde sahneye çıkan Creedence Clearwater Revival müziğin ve yalın sözlerin gücüyle Amerika’nın vicdanını dillendirdi.
John Fogerty’nin öfkeyle yoğrulmuş sesi ve gitarının çiğ ama samimi tınısı milyonların içindeki bastırılmış öfkeyi özgürleştirdi.
CCR’ın çekiciliği gösterişsiz ama derin bir güçten geliyordu. Uzun deneysel pasajlara, stüdyo hilelerine ihtiyaç duymadı. Blues, country ve rock’n roll’un köklerinden beslenip halkın anlayacağı yalın bir dilde konuştu. Sahnedeki duruşları gösterişsizdi. Uzun saçlar, kotlar ve tişörtlerle müziğin özüne odaklandılar.
Ne yazık ki parlak yıldızlar gibi hızlı parlayıp erken dağıldılar. Grubun kariyeri yalnızca birkaç yıl sürdü. Ancak ürettikleri müzik zamana meydan okudu. Bugün hâlâ filmlerde, reklamlarda ve konserlerde CCR parçalarını duyarız.
Tabii ebedi genç John Fogerty bugün 80 yaşında ve hâlâ süper müzik yapıyor.
John Fogerty: I Put A Spell On You (1997)
Aslen caz müzisyeni Screamin' Jay Hawkins'in 1956'da bağırarak, çığlıklar atarak doğaüstü bir performansla söylediği bu şarkı bir tutkunun ve saplantılı bir aşkın karanlık yorumudur. Hawkins'in vokali adeta bir vudu ayininden fırlamışçasına vahşi ve teatraldir.
John Fogerty bu şarkıyı alıp grubunun DNA'sına enjekte etti. Grup şarkıyı sahiplendi, orijinalin ruhuna saygı duyarken kendi sesiyle ve kendi ruhuyla ona yeniden hayat verdi.
CCR'nin bu yorumu daha karanlık, daha toprak kokulu ve daha kişiseldir. Hawkins'in performansı dışadönük bir büyüyken CCR'inki içedönük bir lanettir. Dinleyiciyi korkutmak yerine onu kendi karanlık tutkularıyla yüzleşmeye davet eder.
Gitarın sert ritmi, basın ağır adımları ve davulun kararlı vuruşlarıyla birlikte şarkı adeta bir blues büyüsünün rock’a dönüşümüdür.
CCR’ın en güçlü yönlerinden biri sadelik içinde yarattıkları yoğunluktur. Uzun sololara ve teknik gösterişlere gerek yoktur. Basit ama etkili akort yapısı ve Fogerty’nin büyüleyici yorumu şarkıyı I Put a Spell on You'yu zamansız kılar.
İlişikteki klipi John Fogerty'nin 1997 yılında verdiği bir konserden seçtim. Değerli sanatçı o zaman 52 yaşındaydı, 25 gibi duruyor maşallah.
Lütfen süper baterist Kenny Aroloff'a kulak verin. Davula Osmanlı tokadı gibi vuruşu bana Who'nun genç yaşta kaybettiğimiz bateristi Keith Moon'u hatırlatıyor. Sevgili elli yıllık arkadaşım Kenn Kovitz'le San Francisco'da gittiğimiz konser hala belleğimde.
John Fogerty ve Bruce Springsteen: Fortunate Son (2009)
........




















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d