Bize en çok benzeyen millet: Bulgarlar
Diğer
T24 Haftalık Yazarı
25 Ağustos 2024
Yunanistan'ı ziyaret ettikten sonra yazdığım iki yazıda (Yunanlılar kendilerini İtalyan zanneden Türklerdir ve Ortak kültür ve Türk-Yunan barışı: İki millet bir müzik) Türk ve Yunan milletleri için dilleri ve dinleri ayrı olmasına rağmen birbirine bu kadar benzeyen başka iki millet olmadığını iddia etmiştim. Bulgaristan'dan genellikle transit geçtim, ancak bir hafta kadar çevrimiçi ülkenin siyasi ve sosyal hayatını inceledikten, müziğini dinledikten ve Amerika'daki Bulgar arkadaşlarımı anımsadıktan sonra bu yargımı revize etmek ve Yunanlıların yerine Bulgarları koymak isterim.
Bilmem aranızda Bulgar göçmenleri ya da onların çocukları ve torunları, yani eski deyişle muhacir çocukları var mıdır? Benim naçiz kanıma göre Türk ve Bulgar kültürleri daha fazla örtüşmüş ve kaynaşmıştır. Kültürel uzaklık çok azdır. Ne de olsa Bulgaristan Osmanlıların en önce aldıkları ve en son terk ettikleri Balkan toprağıdır. Üstelik Bulgarların sonradan Slavlaşmış ve Hristiyanlaşmış eski bir Türk boyu olduğu söylenir.
Şu atasözlerine bakar mısınız? Aç eşek sırtına kaç sopa yediğini saymaz; Ufak köyde vergi sıkça toplanır; Padişahın malı denizdir, yemeyen domuzdur; Deliye her gün Paskalya...
Ya şu ortak sözcükler? Mahalle, çete, rüşvet, düşman, ocak, bardak, kova, kase, çatal, berber, usta, kadife, toprak, çadır, gül, bülbül, zambak, bakla, çene, saç, damar, ergen, çorba, bulgur, şeker, kaymak, nane, çorap, sevda, kurban, sakız.
Balkona asılan çamaşırlar, hortumla araba yıkayan ve komşu kadını dikizleyen erkekler, kıskanç eş, halıyı döverek tozunu çıkaranlar, 'Beş dakika sonra döneceğim' levhası asıp bir saat sonra salınarak dönen dükkancı, mangalda köfte, hava kirliliği, asansörün önüne asılan "bozuk" levhası, yavaş çalışan tamirci, marketten ürün araklayan genç, komşularla beraber tüplü televizyon izleyenler, kadın budalası erkekler, arabada uyuyan polisler, çitledikten sonra kabukları yere atılan ayçiçeği çekirdekleri, futbol maçıyla aşna fişne arasında kalan ve kıçını kaşıyan koca...
Yani sesi kapatsanız ve yazıları görmezden gelseniz aynen Türkiye. Oysa 1994 yılını yansıtan bu sahneler Galena ve arkadaşlarının çektiği "Welcome to Bulgaria" adlı videodan.
Kendisiyle dalga geçmesini bilmek bir erdemdir.
Bulgaristan'a Hoş Geldiniz
Baylar, bayanlar, Bulgaristan'a hoş geldiniz
Dünyada böyle insanlar yoktur
Eğlenceli ve hep neşeli
Hepimiz özgürüz, hepimiz eşitiz
Bulgaristan'a hoş geldiniz
Balkan insanlarından iyisi yoktur
Parasız ve bir felçli gibi hareket etmeden yaşarlar
Bulgaristan'a hoş geldiniz
Karadeniz ile ünlüyüz
Her yer beton, ama çok iyidir
Kadınlar, erkekler, burada hepimiz terbiyeliyiz
Biz birer hayduduz ve böyle biliniriz
Çok güzel olmakla ünlüyüz
İnanmıyor musun?
Gel ve bize bak
Yoğurdu biz icat ettik, mmm, çok güzel
Dünyada böyle insanlar yok
Eğlenceli ve hep neşeli
Para biter ama parti asla bitmez
Erkekler bizi masadan bırakmaz
Ve gece yarısından sonra herkesin kafası iyi olur
Ve her ne olursa burada kalır
Yavaş yavaş, eller daha yükseğe
Bizi korkutacak bir şey yok
Tanrı bir Bulgar'dır, fondip yapalım,
Tanrı Bulgar'dır
Bence Türkiye ile Bulgaristan'ın siyasi hayatlarında da büyük ölçüde benzeşme vardır. Tabii en önemli fark büyük ölçüde küçük nüfusu sayesinde Bulgarların kapağı Avrupa Birliği'ne atabilmiş olmasıdır. Yoksa Bulgar hükümeti de aynı bizimki gibi son yıllarda artan siyasi istikrarsızlık, yolsuzluk ve reform eksiklikleri nedeniyle eleştiri oklarının hedefi haline gelmiştir.
Bulgaristan, 1989'daki komünist rejimin çöküşünden sonra 2007'de Avrupa Birliği'ne katılmasıyla Batı'ya entegrasyon sürecinde büyük bir adım attı.
Ancak Bulgaristan'da son yıllarda artan siyasi kutuplaşma ve istikrarsızlık ülkenin demokratik süreçlerini tehdit eden en büyük faktörlerden biri haline geldi. Siyasi partiler arasındaki derin ayrılıklar hükümet kurmakta zorluklar yarattı ve sık erken seçimlere yol açtı. Örneğin, 2021'de Bulgaristan bir yılda üç kez genel seçim yapmak zorunda kaldı.
Bu siyasi istikrarsızlık halkın siyasi sisteme olan güvenini zedeledi ve seçmenlerin büyük bir bölümünü siyasetten uzaklaştırdı. Siyasi elitlerin yolsuzlukla suçlanması ve kamu kaynaklarının kötüye kullanıldığına dair yaygın algılar bu güven kaybını daha da derinleştirdi. Siyasi liderler arasındaki çekişmeler ve yolsuzluk skandalları ülkede sürekli bir siyasi kriz ortamı yarattı ve bu durum demokratik kurumların daha da zayıflamasına neden oldu.
Güzel Bulgar halk müziği sanatçısı Rositsa Peycheva ülkesinin dağlarında Ripni Kalinke’yi sizler için söylüyor. Belki on kez tekrarladığı düşman sözcüğüne dikkat edin. Sandığımın aksine düşmanlar kızı kıskanan arkadaşları çıktı. Çapkın oğlan genç kıza "haydi dans edelim de düşmanların çatlasın" diyor.
Şarkı bir kızı annesinin, babasının ve komşuların delici bakışları altında dansa kaldıran cesur bir genç hakkında. Eminim aranızda bir düğünde benzer bir deneyimi yaşamış olanlar vardır.
Sizi bilmem ama ellerinde sopalarla dağlarda dans eden saf köylü gençler beni çok güldürdü. Galiba bugünlerde........
© T24
visit website