Bir hikâyesi olan tablolar: Dondurulmuş anların sessiz romanları I
Diğer
25 Mayıs 2025
Çok yönlü bir entel olma ve çevremi aydınlatma yolculuğum topallayarak devam ediyor. Bugün erişilebilir Halk Ressamı Norman Rockwell yazımdan sonra resim sanatına biraz daha yelken açmaya karar verdim. Tabii ki ilmin ve sanatın sonu yok. Bale yazım yakındır.
Bence kaliteli bir tablo sadece gözün değil, aynı zamanda ruhun da tanıklık ettiği bir anlatım biçimidir. Bazı tablolar vardır ki yalnızca renk ve formla değil, ardındaki insan hikâyesi, tarihi bağlam, duygusal çöküntü ya da sessiz bir isyanla bizimle konuşur, iletişim kurar. Bu eserler tıpkı bir romandaki gibi izleyeni içine çeker, düşündürür ve bazen de bombalar.
Bu tablolar sadece birer sanat eseri değil, hafızaya kazınmış sahneler, donmuş duygular, tarihin sessiz çığlıklarıdır. Bazen tek bir fırça darbesi yüzlerce kelimeye bedel olabilir.
Hikayesi olan tablolar bir toplumun aynaları, bireylerin iç dünyasının belgeleri ve zamanın ötesinde anlatılardır.
Bugün size izleyicileriyle konuşan ve bir hikâye anlatan beş ünlü tabloyu tanıtmak ve kendi amatör perspektifimi sunmak istiyorum. Resim pilavının çok daha su kaldıracağı kesin.
Leonardo da Vinci’nin Son Akşam Yemeği tablosu yalnızca dini bir sahnenin temsili değil, aynı zamanda insan doğasının, ihanetin, şaşkınlığın ve tepkinin dondurulmuş bir anıdır. 1495–1498 yılları arasında Milano’daki Santa Maria delle Grazie manastırının yemek salonu duvarına yapılan bu eser bir duvar resmi değil, adeta psikolojik bir tiyatrodur.
Hazreti İsa’nın havarileriyle yediği son yemeği betimleyen bu fresk birçok gizemle doludur. En ünlü iddia İsa’nın sağındaki figürün (geleneksel olarak Havari Yuhanna olduğu söylenen) aslında Magdalalı Meryem olabileceği ve Da Vinci’nin burada gizli bir mesaj verdiği yönündedir. Ayrıca restorasyon sırasında keşfedilen detaylar tabloyu daha da ilgi çekici kılmıştır.
Tablo İncil’deki Yuhanna Kitabı'na dayanır. İsa havarileriyle birlikte Pesah yemeğindedir. O sırada “İçinizden biri bana ihanet edecek” der.
Bu bir poz değil, bir tepki tablosudur. Her bir havari farklı bir duyguyla İsa’nın sözlerine karşılık verir. Kimi öfkelidir, kimi şaşkın, kimi kendinden şüphe eder, kimi arkasındaki arkadaşına döner. Ve biri (Yahuda) gölgede kalmış, elinde para kesesine uzanmış, geri çekilmiş ama hâlâ masadadır.
Tablo üçlü gruplar halinde 12 havariyi İsa’nın etrafına yerleştirir. Ortada İsa yalnızdır. Sakin ve kabullenmiş gibidir. Sağında ve solunda gruplar halinde havariler karışık tepkiler içindedir. Elleri havadadır, vücutları öne eğilmiş, başları dönüktür.
Leonardo burada sadece dini bir olayı anlatmaz, insan doğasını çözümler. Her figür bir karakter analizidir.
Petrus öne eğilmiştir, bir bıçağa uzanır, sadık ama saldırgandır. Tomas parmağını kaldırır, şüpheyle doludur. Yahuda diğerlerinden hafifçe geri çekilmiş, yüzü gölgededir. Elindeki kese onun kaderini gösterir.
Leonardo beden diline çok önem verir. Tepkiler sadece gözlerde değil, omuzlarda, ellerde, hatta boşluklarda gizlidir.
Leonardo bu duvar resmini klasik fresk tekniğiyle değil, kuru sıva üzerine yağlı ve yumurtalı tempura karışımıyla yaptı. Ne yazık ki bu teknik uzun ömürlü olmadı. Tablonun büyük kısmı zamanla bozuldu, yok oldu ve restorasyonlara maruz kaldı. Eleştirmenler Leonardo'nun orijinal eserinden yalnızca yüzde 20'sinin kaldığını söylüyorlar.
Sevgili eşim Fatoş'la Milano'daki o güzel kilisede uzun bir turist sırasına girip bu eşsiz freski izledik. Restore edilmiş eseri bir lise öğrencisi işi kopya ya da yapay zekâyla üretilmiş parlak bir renk cümbüşü gibi gördüğümü hatırlıyorum. Bence büyük üstadın mezardaki kemikleri sızlıyordur.
Üstat Leonardo'ya laf söylemek ya da onu eleştirmek haddim değildir ama siz hiç 13 kişinin uzun bir yemek masasının yalnızca bir tarafına oturduğunu gördünüz mü? Cahilliğimi bağışlayın. Anlaşılan film icabının yanı sıra bir de tablo icabı diye bir şey var.
Sofranın tam bir garip peygamber sofrası olduğu açık. Ekmek ve biraz şarap dışında pek yiyecek gözükmüyor. Bu gıda rejimiyle tüketiciler tabii ki dünya nimetlerinden ümidi kesip manevi zenginlikler ararlar. İsa ve havarilerinin bugünün din tüccarlarının neler götürdüklerini görmelerini isterdim.
Bir sanatçı neden konuşmaz? Çünkü onun çığlığı zaten tuvaldedir. — Pablo Picasso
Gestapo: Bu tabloyu sen mi yaptın? Picasso: Hayır, siz yaptınız.
Pablo Picasso'nun Guernica tablosu sadece bir sanat eseri değil, insanlığın en karanlık anlarından birinin içinden yükselen siyah-beyaz bir haykırıştır. Guernica sadece bir kasabanın bombalanmasının değil, bir dünyanın yerle bir oluşunun görsel ağıtıdır ve belki de modern çağın en güçlü savaş karşıtı eseridir.
26 Nisan 1937 günü İspanya İç Savaşı sırasında Hitler’in Nazi Almanya'sı ve Mussolini’nin Faşist İtalya’sı Francisco Franco’nun davetiyle Bask bölgesindeki Guernica kasabasını bombaladı. Bombardıman stratejik bir askeri hedefin........
© T24
