menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Seçkincilik ve CHP…

27 17
05.04.2025

Diğer

05 Nisan 2025

Bu pazar CHP Kurultayı var. Yazıya girmeden önce Sn. Özgür Özel’e öncelik ile vatandaş olarak, üstün gayretleri için teşekkür edip başarılar dilemek isterim. Tavsiyem “gölge bakanlar kurulunu” canlandırması -yakınlarını değil- en ağır toplarını Sanayi ve Tarım Bakanları olarak atması…

Sürekli okurlarım bilirler, ben biraz “söz” ve “kavram” sapığıyım... Bu terminolojiyi bilerek kullanıyorum; çünkü güzel dilimizin hoyratça ve cahilce kullanıldığını biliyorum, bu manada “manasız bir anlayış gösteremiyorum…”

Alüminyum janta “çelik jant!!” denmesi, tıbbi problem anlatırken “damar damar üstüne bindi!!” denmesi beni çok rahatsız ediyor. Bu manada empati yapamıyorum...

Bu çerçevede muhtemelen ben de epey yanlış yunluş sözler ediyorumdur ancak hiç değilse, etmemeğe, düzeltmeğe gayret gösteriyorum. Ne dediğimi (kimin dinlediğine bakmaksızın!) kontrol ediyorum, gerekirse susup düşünüyorum...

Bu yazacaklarımın siyaset ile ilgisi yok, “tam manası ile manasızlık” olan bir kavram ve sözcükten bahsedeceğim…

Geçen gün bir siyasetçimiz, çeşitli politik “giydirmeleri” çerçevesinde CHP için “SEÇKİNCİ” kavramını kullandı...

BU çerçevede sık sık “ANADOLULU” gibi bir başka “manasız” sözcük kullanılıyor... Biri alçaltıcı; diğeri yüceltici manada?

Yani CHP “seçkincilik tutkusu” ile devlete sürekli problem getirmiş, bu anlatılıyor.

Önce TDK’ye söre SEÇKİN nedir bakalım; “Benzerleri arasında niteliklerinin yüksekliğiyle göze çarpan; değme, mümtaz, güzide, mutena.”

SEÇKİNCİ için ise basit anlatım ile “seçkinden yana olmak, yani o iş için uygun ve üstün vasıf sahibi olanı yeğlemek” deniliyor.

Mesela 2 metre boy bir basketçi için bir üstün vasıftır, ama aynı kişinin at yarışı jokeyi olması beklenmemelidir.

Eğer yanlış anlamadı isem, yönetimde “SEÇKİN” istemeyen siyasetçilere katılmıyorum. Yeterli vasfı olmayan, yani vasat, seçkin olmayan, kişi ya da kişilerin devlet yönetmesi sonunda işin nerelere vardığını, tüm hür dünyanın gözleri önünde millet olarak hep beraber yaşadık, yaşıyoruz.

Ben CHP’nin çok, çok daha SEÇKİNCİ olmasını tercih ederim...

Seçkinlik çerçevesinde, DEVLET YÖNETİMİ deyince Eflatun (Platon) ve hocası Sokrat anılmadan geçilemez.

Sokrat, Atina (aslında Ege ya da Strabon’un daha geniş tanımı ile Akdeniz...) Felsefesinin başlangıç noktalarından biridir. Birçok öğrenci yetiştirmiş, insanoğluna düşünmesi için yeni anlamlar kazandırmıştır. İnsanlar da tabii olarak onun bu gayret ve katkılarını karşılıksız bırakmamışlar; Kendisini “dinsizlik ve gençlerin ahlakını bozmak” suçundan ölüme mahkum etmişler ve zehir ile öldürmüşlerdir!

(Bu arada Eflatun sözcüğü, Türkçe değil; Arapça, Platon’un telaffuz bozukluğu ile “Flaton” ya da “Aflaton” sözcüğüne dönüşmesi ile oluşmuş.)

Platon, yirmili yaşlarından itibaren öldürülene kadar ona hocalık yapan Sokrat’ın yanından hiç ayrılmamış ve onun........

© T24